OSMANCIK GÜNDEM
Hızlı, doğru ve tarafsız haber...
![]()
Mahir ODABAŞI
SİVİL SAVUNMA
KORE GAZİSİ MEHMET USLU (KARACO) DEDEMİZ (1930-2014)
26/03/2014 Osmancık ilçemizin en yaşlı Kore Gazisi olan Mehmet Uslu namı diğer KARACO lakaplı dedemizi 18 Mart Salı günü kaybettik. Mehmet dedemiz 1930 yılında Osmancık ilçesinin Tekmen köyünde dünya gelir. O zamanın şartları dâhilinde herkes gibi o da kıtlık yokluk içerisinde köyde hayatını idame ettirmeye çalışır. Yaşam şartlarının köye göre daha iyi olacağı ümidiyle ilçeye yerleşmeye karar verir. İlçenin Yeni mahalle semtinde ahşap bir binada yaşamını sürdürürken, çocuklarıyla beraber birleşerek evinin bahçesine betonarme bir bina yapar ve kalan ömrünü orada tamamlar. ‘’Şehitler NURLANIR, gaziler ONURLANIR’’ derler ama merhum dedemizde her ikisi de mevcuttu. Halim salim mülayim olarak kendi halinde bir yaşam sürdü. Evinin önüne oturup bıçakların, nacakların bilenmesi için kösele ve değirmen taşı yapmakla meşgul olurdu. ‘’Osmancık bağları – tekmen bağları’’ gibi meşhur şiirleri vardı. Lafını açıp ta bir okumaya başlayınca kıtalar uzar giderdi. İlerlemiş yaşına rağmen yüzündeki nurundan, gaziliğindeki onurundan hiçbir şey kaybetmedi. Bırakın emsallerini, gençleri kıskandıracak şekilde yüzünde kırışıklık dahi olmadı. Rahmetli Işıkara Hocanın hastalığından olan kamburluk hastalığına maruz kaldı. Boyu da kısa olduğundan son dönemlerde tabiri caizse iki büklüm oldu. Takıldığımızda, ‘’teneşir tahtasına yatınca nasıl olsa düzelir’’ diyordu. Aynen dediği gibi oldu. Teneşir taşına yatırılıp gusül abdesti aldırılıp akabinde dünyadaki son saltanat olan tabuta yerleştirince kamburluk falan kalmadı. Up uzun uzanıverdi. camiye götürüldü. Burada ilçe protokolü ve kalabalık bir cemaat tarafından kılan cenaze namazının ardından asri mezarlıkta yapılan son dua ile ebedi istirahgahına tevdi edildi. Mekânı cennet ola… Şehitlerin şefaatine nail ola… Mezarlıkta yaşlı amcaların bile oturduğu tabureden kalkıp yanında ayakta duran askeri personeli saygısından, sevgisinden dolayı yerine oturtturmaya çalışması çok dikkatimi çekti. Bu aziz milletin kadri kıymetini bilmek gerek…Hangi makamda olursak olalım, ona hizmetkâr olmak gerek… Merhum dedemiz 1950 yılında askere gider. Bu arada Kore savaşı başlamış ve Türkiye’den de Kore’ye asker gönderileceği dilden dile dolaşmaktadır. Bu söylentiler gerçek olur, arkadaşları gibi dedemize de uzun yol gözükür. Kore Savaşı 1950-1953 yılları arasında yapılan, Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki savaştır. Bu savaş, Soğuk Savaş'ın ilk sıcak çatışması olmuştur. Savaş, ABD ve Müttefiklerinin, daha sonra da Çin Halk Cumhuriyeti'nin müdahalesiyle uluslararası bir boyut kazanmıştır. Savaşın başından itibaren stratejik noktalarda görev alan Türk tugaylarının kendisine verilen görevleri en iyi şekilde yerine getirdiği ve katıldığı muharebelerde; 721 şehit, 2147 yaralı, 346 hasta, 234 esir ve 175 kayıp verilmiştir. 462 Türk şehidinin Güney Kore'de Seul-Pusan Kasabası yakınlarındaki Tanggok Mezarlığı içerisinde bulunan Pusan Şehitliği'nde bulunmaktadır. Diğer taraftan Kore’de Türk askerleri sadece savaşmadı, tabiri caizse insanlık dersi verdi. Bir Gazinin dilinden: ‘’Babam Kore savaşının bitimine denk geldi. Kendisini Düzce depreminde kaybettik bir anısında şöyle anlatıyordu. Salgın hastalık kol geziyordu komutanlar hastalık bulaşır endişesiyle karavana yemeklerini çukur açıp gömdürüyor açlıktan kırılan halka dağıttırmıyordu. Bizim vicdanımız dayanmıyor gizliden tel örgünün yanına gelen kadın ve çocuklara dağıtıyorduk’’ dedi. Bu yardımın unutulmadığını 2002 dünya kupasında gördüm. Babamı ve şehit arkadaşlarını minnetle andım. Oysa orada 17 devletin askeri de vardı neden Türk milletine bu sevgi duyuldu bunu dost düşman iyi tahlil etmeli. (Suat Çillioğlu) Dünyanın 42 şehir ve kasabasında şehitliği olan ikinci bir ülke yoktur. Bu şeref sadece TÜRK MİLLETİNE aittir. Bunu gençlerimize çok iyi anlatmamız lazımdır. Zira ‘’geçmişi iyi okumayan milletler geleceği inşa ederken hata edebilirler’’ Bu bağlamda benim en çok üzüldüğüm canlı tarih olarak tabir edilen yaşlı çınarlarımızın BELGESELLERİNİN ÇEKİLMEMESİ ve gelecek nesillere bunların gerektiği aktarılmamasıdır. Ölümleriyle beraber anıları yok olup gidiyor… yaşına rağmen buğün gibi başladı anlatmaya.’’ “Kuzey Kore'nin Güney Kore'ye saldırmasıyla bozulan barış sonrası Birleşmiş Milletler bir karar alarak asker gönderilmesini istemişler. Kimi ülkeler asker kimi ise maddi ve manevi yardımda bulunmuş. Türkiye, Birleşmiş Milletlere bağlı olduğu için Asker gönderme kararı almış. Askerdeydik, Kore’ye asker gönderileceği söyleniyordu. Bir akşam bizi topladılar Kore’ye gideceksiniz dediler. Bizi bir gemiye bindirdiler. 1951 yılında Kore’de savaşacağımız cepheye tam çok zor şartlarda 26 gün kara yüzü görmeden vardık. Gemide hava gelen yere yakın oturmuşum o hava beni çarptı. Hastalandım çok sıkıntı çektim. Osmancık ilçesinden 4 arkadaştık. Birliğimde 1600 kişiydik. Birliğimiz, Kore de adını şuan için hatırlayamadığım bir nehir kenarında sayıca çok üstün olan Çin Güçleri tarafından sarıldı. Çin Güçleri tarafından birliğimizin sarıldığını bilmediğimden dolayı nehir kıyısında namazımı kılmak üzere niyetlenmiştim. Namazımı kılmaya başladığımda kulaklarımda vızıldayan ve yanımdan geçen kurşunların sesleri ile düşmanın etrafımızı sardığını fark ettim. Çinlilerle çarpışmaya girdik. Her iki tarafta ağır hasar ve kayıp vermişti. Bağlı bulunduğum birlikte 16 gün sonra yapılan yoklamada 1600 kişiden 200’nün noksan olduğunu fark ettik. Cephede omuz omuza savaştığımız silah arkadaşlarımızın esir alındıklarını veya şehit olabileceğini düşündüm. Osmancık’tan beraber gittiğimiz arkadaşın biri de kayboldu. Öldü mü, bir yerlere mi karıştı bir daha haber alamadık. Amerika’yı çok sıkıştırmışlar o yüzden bizi hemen götürdüler. Ben topçuydum. Topçular da zayiat çok olur diye bana muhabereyi öğrettiler. Kaderin cilvesi olacak ki, oraya varınca yine topçu grubuna düştüm. Top kullanmayı da bildiğim için sıkıntı çekmedim. Orada savaşa katıldım. Top kullandım. Orada Amerika’nın sıkışıp biz can simidi olarak oraya varınca Amerikalılara sormuşlar:’’ HANİ ATOM BOMBAMIZ VAR DİYORDUNUZ, SİZİN ATOM BOMBANIZ TÜRKLER MİYDİ?’’ diye. Çin ile dövüştük. Orada 8-9 ay kaldık. Gidiş dönüşte yaklaşık 2 ay sürdü. Toplam 11 ay Kore hayatımız oldu. Amerikalılar kaçarken kendi malzemelerini Çinlilere kalmasın diye bombaladılar. Yaralanan ve şehit olanlardan başka Çin güçlerine esir düşen Türkler ’in olduğunu biliyordum. Kore cephesinden ülkemize 28 günde deniz ve kara yolu ile döndük. Ülkeme ve ilçeme sağ salim döndüğüm için şanslı olduğumu düşünüyordum. Türk Tugayı Kore’de yaptığı başarılı savunma ile dünyanın takdirini toplamıştı. Ülkeme döndükten birkaç yıl sonra 1960 yılında Kore’de savaştığım için madalya verdiler. O gün bu gündür özel günlerde gazi ceketimi ve benim için manevi değeri paraya ölçülmeyecek kadar değerli olan madalyamı gururla göğsüme takar, o günleri yeni baştan yaşarım." * Kore’ye varınca çift oldu yolum Kırıldı kanadım, tutmuyor kolum Çin ordusu koca devlet, kara zalim Ölene bakmayın kardaş, koşun ileri Halley dedikleri duvar kâğıtları Üzerimizde dönüyor Çin’in leş kargaları Durmayıp kaçıyorlar gavurun pi..leri Ölene bakmayın kardaş, koşun ileri * Birinci yatağa vardım ağlıyor Veli İkinci yatağa vardım söylemiyor dili Üçüncü yatağa vardım Allah’ın zalim kulu Dördüncü yatağa vardım... (Gazi dedemiz) |
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BULGUR BEKLERKEN PİRİNÇ GELDİ - 02/02/2016 |
Geçenlerde internette ilginç bir resim verdi. |
‘BÖREK ÇOK KALIN OLMUŞ BABAANNE’ - 13/01/2016 |
Nesiller arasındaki uçurum gün geçtikçe büyüyor. |
KİM ÖLMÜŞ DERKEN ÖLDÜ - 29/12/2015 |
Dünyada inkârı olmayan tek gerçek belki de ölümdür. |
VALİ BEY TORUNUNU KENAR OKULA VERİNCE (bir ilimizde) - 25/08/2015 |
Bir ilimizde vali bey göreve başlayınca milli eğitim müdürüne: |
MERHUM ECEVİT VELİ DAYININ ARDINDAN - 18/08/2015 |
Bazı değerlerin kadri kıymetini zamanında bilmek gerekir. |
17 AGUSTOS DEPREMİ ve DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ - 14/08/2015 |
Önce köpekler uyandı. Uğultu yükseldi, yükseldi yeryüzü çatladı. |
BAYRAM ZİYARETLERİNDE GÖZE TAKILANLAR - 21/07/2015 |
Bayramların hayatımızda önemli bir yeri vardır. Bayramlar vesile kılınarak çalınmayan ziller çalınır, açılmayan kapılar açılır. Öpülmeyen eller öpülür. İçilmeyen çaylar içilir. |
BU BAYRAMDA, YİNE BANA AĞLAMAK DÜŞTÜ-1 - 09/07/2015 |
Bayramların hayatımızda çok önemli yeri vardır. Çünkü bayram sevinç, neşe, mutluluk saadet demektir. |
‘İŞİ ÇOK ZOR’ - 26/06/2015 |
Değerli okuyucularım, bugünkü yazımda sizlere 15-20 sene önce Mecitözü ilçemizde görev yaparken polis lojmanlarından komşum olan sevdiğim bir arkadaşın beş vakit namaza başlama öyküsünü paylaşmak istiyorum. |
![]() |