OSMANCIK GÜNDEM
İnteraktif Haber


Duyurular
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Hava Durumu
Takvim
Saat
Mahir ODABAŞI
SİVİL SAVUNMA
NİÇİN YAZIYORUM ?
08/10/2013

 

 

‘’Hiç bir kişisel çıkar bulunmadığı zaman; iyi yazılır, iyi düşünülür’’ (Andra Gide) der. Bir başkası ise, ‘’Yazar, söyleyecek bir şeyler olduğuna inanan kimsedir’’ (H.Böll) demektedir. Bu bağlamda topluma bir şeyler verebilmek adına düşüneni, kafa yoranı, yazanı, çizeni severim. ‘’Yazana zorluk vermeyen yazı, okuyana zevk vermez’’ sırrınca hoşuma giderse baştan sona okurum, gitmese sayfayı hızlıca çeviririm. Yazmak zor iştir. Hele memur olarak yazmak bir kat daha zordur. Bazen niyetle, akıbet uyuşmaz. Bunun için ben kaleme aldığım her cümleyi yayına vermeden önce bir defa değil, üç defa okumaya çalışırım ki, sehven de olsa kimsenin yanlış anlamasına veya kırılmasına sebep olmayayım. ’’Bir amaç ancak yazıya geçildiği zaman güç kazanır’’ sözünden hareketle, özellikle deprem, yangın, NBC, ilkyardım vb. konularında şiir veya bilgilendirme yazıları kaleme alırken ayrı bir hassasiyet göstermeye çalışırım. Çünkü burada sehven kullanılacak bir hece bile yanlış tedbir almaya yöneltecek ve ihtiyaç halinde belki de o duyarlı vatandaşın zarar görmesine sebep olunabilecektir. Şöyle bir örnek verecek olursak, mesela arabalara yangın cihazı tavsiye ederken, arabanızda mutlaka CO2’li YSC bulundurun türü yanlış bir cümle kullandığımızı farz edelim. Bunu uygulamaya çalışan vatandaş aracında çıkan yangını bu cihazla söndürmeye çalışırsa ne olur? Yangını söndürür ancak 3 dakika sonra tekrar başlar ve araca, çevreye zarar verir. Çünkü bu tür cihazlar kapalı alan yangınlarında kullanılır. Dolaysıyla bu durumda yanlış bilgiyi veren vebale girer. Bunun için ağızdan çıkacak her söz, kalemden düşecek her yazı iki kere süzgeçlenmelidir.

 

Araştırmalarıma göre deprem, yangın, ev kazaları ve korunma, NBC vb. gibi sivil savunma konularında Çorum kadar basında yer alan ikinci bir ilimiz yok. Maalesef ülkemizde bu tür konulara yazarlar daha çok gündem oluşturduğunda makalelerinde yer verirler. Bu bağlamda bir Alman Profesör: ’’Türkler, toplum olarak bir afet meydana geldiğinde onu üç ay gündemde tutarlar. Adeta onunla yatıp onunla kalkarlar ama sonra tekrar yaşanıncaya kadar rafa atarlar.’’ Galiba biraz haklılık payı var gibi. En basiti bizde bile, bir deprem gündeme gelince kırk kişi arıyor, gündemden düşünce ‘BOŞ VER, Bİ ŞEY OLMAZ’ diyor. Olmadı, uyuyanı uyarıyor diye eleştiriyor…

 

Diğer taraftan zaman zaman pek kaleme alınmayan sosyal konularda (apartman, komşu, yaşlıların hayat hikâyeleri, çocuklarından ayrı bayram geçiren parçalanmış aileler vb.) köylerde yaşanılan ve şehirleşmeyle beraber unutulan örf ve adetleri şiirli makalelerle kaleme almaya çalışıyorum. Özellikle bu noktada yaşlılarımızdan önemli bir geri bildirim, teşekkür, dua aldığımı ifade etmek isterim. Beni en çok memnun edende gazetede, internette okuduğu veya torunlarının görüp anlattığı makalemin içeriğinin sanki kendisinden duyulup ta yazılmış olduğunu hissetmesidir. Yani yazının muhtevasında kendisini görmesidir.

*

TEMEL, DURSUN’U ÖVÜNCE

Dünya hali, Temel amir olmuş. Dursun da memuru. Dursun gecesini gündüzüne katarak işini en iyi şekilde yapmaya çalışır ama bir türlü Temel'e yaranamaz. Çünkü Dursun’u, Temelle aralarını açmak ve atide önünü kesmek için hep olumsuz olarak ispiyonlarlar. Durum böyle olunca Temel, Dursun’dan rahatsız gibi görünür ama bu durumu Dursun’a hiç söylemez. Hatta ara sıra gördüğünde ‘Aferin, bu şekilde çalışmaya devam et’ der. Zamanla Temel başka bir şehre tayin olur. Aradan biraz zaman geçer. Eski yerdeki durumla, yeni geldiği yerdeki durumu karşılaştır. Bakar ki arada bariz bir fark var. Temel, bu farkı görünce, toplantı da başlar eski görev yerindeki DURSUN’UN çalışmalarını örnek göstererek övmeye...  

Toplantıdan sonra oradaki memurlardan biri merak edip, Dursun'u arar. Dursun, seni tebrik ediyoruz. Ne kadar da çalışkanmışsın... İşini çok seviyormuşsun.. İşinin ehliymişsin... İşini dört dörtlük yapıyormuşsun… Senin eski amirin Temel, durmadan seni örnek gösteriyor bize deyince: Beraber çalışırken hiçte öyle yakınlık hissetmeyen Dursun: Uşağım selam söyle o eski amirim Temel'e 'BENİ ÖVMESİ İÇİN TAYİNİNİN Mİ, ÇIKMASI GEREKİYORMUŞ DE’ der...(Ya gitte bilem kıymeti, ya öl de bilem kıymeti)

*

‘’Allah bile kulları hakkındaki hükmünü ömürleri sona erdikten sonra veriyor da, biz aciz insanlar kim oluyoruz ki, onları BİRKAÇ DEFA GÖRMEKLE, haklarında iki üç yazı okumakla, BİR KAÇ DEDİKODU DİNLEMEKLE hüküm verebiliyoruz’’ (Dale Cargeine)

*

‘’Doğru söz nerden gelirse alınız, SÖYLEYENE değil, SÖYLENEN SÖZE bakınız’’ (Hz. Ali)

 

 



1903 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

OSMANCIK KAYMAKAMI AYHAN AKPAY - 13/01/2024
Bazı insanlar vardır, bir merhaba dediğinizde, bir selam verdiğinizde tabiri halkla kanınız kaynar.
BAYRAMDA EVLATLA HASBİHAL - 23/04/2023
Evlat!
19 PLAKAYA 19 TAVSİYE-7 - 14/04/2023
Yangın söndürme cihazı:
19 PLAKAYA 19 TAVSİYE-3 - 11/04/2023
Aracınıza benzin, gaz alırken kontağı kapatınız.
19 PLAKAYA 19 TAVSİYE-2 - 07/04/2023
İnsanlara karşı daima saygılı olunuz.
MAHİRANE SÖYLEMLER - 06/04/2023
Evlat!
DEPREM OLURKEN UYUMAYA DEVAM EDEBİLMEK İÇİN - 06/04/2023
Yıllar önce bir çiftçi, fırtınası bol olan bir tepede bir çiftlik satın almıştı.
NEME LAZIM MI? - 30/03/2023
Efendim bir rivayettir ki, Kanuni Sultan Süleyman ülkenin durumunun çok iyi olduğu, hazinenin altınla dolu olduğu, insanların refah ve mutluluk içinde yaşadığı bir zamanda, bilgisine itibar ettiği, değer verdiği, tavsiyelerine uyduğu bir zata uzun bi
EMEKLİ OLMAK ZORMUDUR? - 27/03/2023
Emekli: Eski çalıştıklarına mukabil, çalışmadan ücret alma hakkına sahip olan kişilere verilen isimdir.
 Devamı