OSMANCIK GÜNDEM
İnteraktif Haber


Duyurular
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Hava Durumu
Takvim
Saat
Tülay HERGÜNLÜ
PRİZMA
Size yazıklar olsun!
07/09/2015
Dağlıca’dan acı haber geldi. PKK saldırdı. Çok sayıda şehit ve yaralı olduğu bildiriliyor.
 
7 Haziran seçimlerinden sonra birileri düğmeye bastı ve Türkiye 90 ‘lı yıllara geri 
 
döndürüldü. Oysaki terör 1999 yılında bitirilmiş, elebaşı yakalanmış ve İmralı’ya tıkılmıştı. 
 
Türkiye tam rahat bir nefes almışken, bu rahatlık uzun sürmedi. 2002 seçimlerinde AKP tek 
 
başına iktidara geldi ve terör yine yavaş yavaş tırmanmaya başladı… 
 
Bu iktidar zamanında ülkede neler yaşanmadı ki! Örgütün siyasi partisi palazlandı, güçlendi. 
 
80 vekil ile meclise girdi. Özerklik açıklamaları, Güneydoğu’nun “Kürdistan bölgesi” olduğu 
 
söylemleri, bölücübaşının yol haritaları,  “ortak vatan” söylemleri, yer isimlerinin Kürtçe 
 
olarak değiştirilmesi, Kürt alfabesinde yer alan harflerin kullanımının serbest bırakılması,  
 
kendi bayraklarını kullanmaya kalkışmaları, Türk bayraklarını indirmeler, yakmalar, 
 
ayakaltında çiğnemeler. Yol kesmeler, kimlik kontrolleri, KCK şehir yapılanmaları,  Habur ve 
 
Dağlıca skandalları. Örgüt mensupları ile Oslo’da başlatılan üst düzey görüşmeler, örgütün 
 
vekillerinin devleti tehditleri…
 
Ergenekon, Balyoz, Arınç’a suikast, casusluk ve daha pek çok düzmece iddialarla Türk 
 
Ordusu’na kurulan kumpaslar.  Ordunun komuta kademesinin çökertilmesi... Atatürkçü, 
 
ulusalcı gazeteci, yazar, çizer, avukat, rektör kim varsa hepsinin Silivri’ye atılması.
 
Ve… Çözüm süreci…
 
Çözüm süreci denilen ihanet sürecinde askere” müdahale etmeme!” emri verildi. Örgüt silah 
 
bırakacağına, çözüm sürecini fırsat bildi ve ülkenin dört bir yanına silah stokladı. Askerin 
 
gözünün önünde hücre evleri oluşturuldu. Jandarma, İçişleri Bakanlığı’nın emrine verildi. 
 
Asker ise valilerin…
 
Ve 7 Haziran seçimlerinde AKP tek başına iktidarı kaybetti. Ardından da çözüm süreci çöpe 
 
atıldı. Onun ardından şehit haberleri ardı ardına gelmeye başladı. 
 
Dağlıca saldırısının ardından Cumhur ekranlara çıktı ve ne dedi biliyor musunuz? 
 
"Çözüm Süreci aslında bunlar tarafından bir ihanetle değerlendirildi. Çözüm Süreci'ni bunlar 
 
adeta Güneydoğu'da, kısmen doğuda kendileri için silah stoklama süreci olarak 
 
değerlendirdiler ve çok ciddi bir silah stoklaması yaptılar. Burada bu süreç içerisinde, 
 
güvenlik güçlerimiz tabi 'herhangi bir çatışmaya, şuna buna girmeyelim' dediler ama 
 
daha sonra anladık ki bu süreç içerisinde bunlar bunu yaptılar." dedi.
 
Şimdi herkes elini vicdanına koysun ve Türkiye’yi yönetenlere şu soruları sorsun?
 
Bunlar silah stoklarken siz nerelerdeydiniz?
 
Asker “herhangi bir çatışmaya, şuna buna girmeyelim” kararını kendi başına mı aldı? Sizlerin 
 
bunda bir payınız yok mu?
 
Şimdi zurnanın zırt dediği yere gelelim.
 
Cumhur konuşmasına devam ediyor ve bakın neler söylüyor;
 
"Eğer 400 milletvekilliğini alabilecek veya bir anayasayı inşa edebilecek sayıyı bir siyasi parti 
 
yakalamış olsaydı durum bugün çok daha farklı olurdu. Her şeyden önce bir yeni Türkiye 
 
hareketini, bir adımını atmak için böyle bir şey çok çok önemliydi”
 
Yani iş dönüp dolaşıp şu 400 vekil olayına geliyor.
 
Eğer AKP 400 vekil alsaydı ve yeniden tek başına iktidara gelseydi bu çocuklar ölmeyecek 
 
miydi? 
 
Tek başına iktidara gelince, Anayasa’nın ilk üç maddesini mi değiştirecektiniz?
 
Çünkü Anayasa’nın ilk üç maddesi değişmeden başkanlık sistemine geçilemez, başkanlık 
 
sistemine geçilmeden de eyaletler sistemine ya da federatif bir yapıya geçilemez.
 
Federatif bir yapıya geçmek demek, Türkiye’nin fiilen parçalanması demek!
 
Anayasa’nın ilk üç maddesi değişmeden Oslo ya da başka kapalı kapılar ardında verilen 
 
sözler tutulamaz!
 
Plan bu muydu?
 
Eğer plan bu ise ve onlarca vatan evladı bu plan hayata geçirilemediği için ölüyorlarsa;
 
Size yazıklar olsun!
 
Hayat bu canların hesabını elbet bir gün soracaktır; öyle ya da böyle…
 
*
 
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve tüm Türkiye’ye baş sağlığı diliyorum.
 
Acınız, acımızdır…
 
Tülay Hergünlü
 
Çanakkale, 7 Eylül 2015


1579 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kadınlar günü, kadın hakları filan… - 16/03/2022
Kadın… Nedir kadın?
Haçlı Batı’nın ikiyüzlü siyaseti - 05/03/2022
Tarih boyunca Türk ve Müslümanlara yapılan katliamlara dünya her zaman seyirci kalmıştır.
Boğazlardaki Atatürk kilidi; Montrö Antlaşması - 28/02/2022
Atatürk’ün hemen ardından gelen iktidarlar, onun güvenli dış politika kurallarını sürdüremedi.
İyi polis, kötü polis - 13/02/2022
Hani dizi ya da filmlerde izleriz ya; polisler bir suçluyu sorgu odasına alırlar. İki polis içeriye girer.
“Yapacak bir şey yok!” - 09/02/2022
Günlerdir haber kanallarında vatandaşa elektrik ve doğalgaz faturalarının yüksekliği konusunda ne düşündükleri soruluyor.
Fatma Girik - 29/01/2022
Türk Sineması, tüm emekçileriyle birlikte kendine özgü sıcaklığı ve samimiyeti olan oyuncularıyla var olmuştur.
Ay çekirdeği - 26/01/2022
Kuruyemiş dükkânında bir diyalog:
Önce can, sonra canan - 21/01/2022
Geçtiğimiz günlerde telefonuma bir mesaj düştü.
Kayıt dışı çalışma hayatı - 17/01/2022
2022 yılında uygulanacak olan net asgari ücret 4.253,40 TL. olarak belirlendi.
 Devamı