OSMANCIK GÜNDEM
İnteraktif Haber


Duyurular
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Hava Durumu
Takvim
Saat
Tülay HERGÜNLÜ
PRİZMA
DEMOKRASİ TRENİ -4-
03/04/2013
(18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi’nin 98. Yıl dönümü kutlu olsun.)
Bizim demokrasi treni ile at başı gitmeye başlayan sözde “barış treni”nin, ağırlaştırılmış ömür boyu müebbet hapsine mahkûm edilmiş olan lideri, sanırsınız ki bir devlet başkanı. Örgütünü yönetiyor, ev hapsi talep ediyor, şartlar ileri sürüyor, yol haritalarının yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetenlere ve Avrupa’ya mektuplar gönderiyor, heyetlerini kabul ediyor. Buna karşılık bizim makinist terör örgütüne, “silahları bırakın, ülkeyi terk edin” diyor. Yeni açılım sürecinde sözde “barış”ı sağlamanın şartı bu imiş! Ne karşılığında bırakacak? Hangi vaatler karşılığında ülkeyi terk edecek? Bizim makinist;  “700 bin kilometre kare vatan toprağında ameliyat yaptırtmayız” diye bar bar bağırıyor. Ameliyat yapılmayacaksa, neden 40 yıldır bu örgüt kan döküyor? Enayimi ki almadan versin?! Nitekim basına sızdırılan açılım tutanaklarına bakılacak olursa, örgütün silah bırakmaya hiç niyeti yokmuş. Yine bu tutanaklara göre demokrasi treninin makinisti ile aralarında bir de anlaşmaya varmışlar. Tutanaklarda İmralı makinistinin şu sözleri yer almış:“Biz iktidarı AKP’ye altın tepside sunduk” "Çekildiğimiz anda gerillayı daha da büyüteceğiz. Çekilirsek gerilla biter görüşüne katılmıyorum.""Kendime güveniyorum. Şunu iyi bilin devlet de ben de vazgeçemeyiz.""Biz baş makinistin başkanlığını destekleriz. Biz iktidar partisi ile bu temelde bir başkanlık ittifakına girebiliriz."İslamcıların 40 yıllık rüyasıydı, rüyalarını gerçekleştirdik. Biz iktidarı altın tepside sunduk."Hedefi yeni anayasa olan İmralı makinistine göre sözde barış sürecinin önündeki tek engel Ulusalcılar… İmiş!Yani iki makinist de Atatürk milliyetçiliğine karşı… İkisi de Türk milletini Anayasa’dan çıkarma konusunda mutabık… Hal böyle olunca da;Bizim makinist; “Her türlü milliyetçilik ayaklarımın altındadır.” Derken, İmralı makinisti de, boş laftan başka bir şey üretemeyen ana ve yavru muhalefet için;"CHP ve MHP ulusalcılığı, Hitler milliyetçiliğinin aynısıdır. Zaten kuruluş tarihi de aynıdır. Anayasanın önüne de bunlar dikilecekler."Diyor…Oysaki ana muhalefet partisinin sözcüsü ne diyor?“Vatandaşlık kavramını tüm boyutlarıyla değerlendirmek zorundayız” (…)Bunun anlamı; Meydanlarda 2000 tane başörtüsü dağıtan ana muhalefet partisi de iktidarın rotasına girmiş, bir ayağını demokrasi trenine, diğer ayağını da sözde “barış treni” ne atmış demektir.. “Ne şiş yansın ne kebap” misali…İnsan düşünmeden edemiyor; Ana muhalefet partisinin yıllanmış eski genel başkanının ayağı, kurulan tezgâha çomak sokabileceği düşüncesi nedeniyle mi kaydırıldı? Geriye bir tek yavru muhalefet partisi kaldı. Bakalım o, hangi güzergâha dâhil olacak. Ya da güzergâh dışına atılacak…Millet neler olduğunu anlamaya çalışırken, Yeniçağ Gazetesi Yazarı Arslan Bulut, Kasım 2001 tarihinde, The New York Times gazetesinde, Yahudi asıllı gazeteci William Safire’in önemli bir yazısına dikkatimizi çekiyor.  Şöyle diyor Safire;“Nasıl ki Sovyetlere karşı Çin kozunu kullanarak Komünist Bloku böldük, onları da aynı şekilde böleceğiz. Kozumuz, güçlü ordusuyla laik Müslüman ülke olan Türkiye! Türkiye, kendi Kürt problemini, kendi payına düşen dilimde Kürdistan diye adlandırılan bir özerk bölge oluşturarak çözecektir”(Arslan Bulut, 22 Kasım 2012 Yeniçağ Gazetesi)İki tren de at başı gidiyor, hedefleri aynı;“Yepyeni bir Cumhuriyet…” Ne demişti demokrasi treninin baş makinisti?“Cumhuriyet bir amaç değil araçtır; Biz o demokrasi trenine bineriz, zamanı geldiğinde de ineriz; Hedef 2023” (…)İmralı’daki makinist ne diyor? “Başarılı olursak, yepyeni bir Cumhuriyete” (…)“Yepyeni bir Cumhuriyet” dedikleri ne ola ki acep?Bekleyelim, görelim; Bakalım iki trenin de son durakları neresi olacak?!
 Çanakkale Deniz Zaferi Bugün, 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi’nin 98. Yıl dönümü. Hem Çanakkale destanımızı, hem de şehitlerimizi anacağız. İktidarın, Osmanlının son zaferi olarak kabul ettiği ve sahiplendiği Çanakkale Savaşları… Yine belediyeler, binlerce vatandaşı ve öğrenciyi, Gelibolu’daki şehitliklere taşıyacaklar. İktidar mensupları, soluğu Çanakkale’de alacaklar. Sonra; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı, Millî Eğitim Bakanı’na, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nı, Spor Bakanı’na, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı, Genel Kurmay Başkanı’na, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı da Cumhurbaşkanı’na pas edecekler ve “ bu bayramları da siz kutlayın, bizim başka işlerimiz var diyecekler. Siz hiç Kocatepe’ye, Sakarya’ya, ya da Anıtkabir’e gezi düzenleyen bir AKP belediyesi, ya da iktidar mensubu gördünüz mü? 19 Mayıs’a stat vermeyen iktidar, sözde Nevruz kutlamaları için, ülkenin en büyük meydanlarını örgüt yanlılarına tahsis etmekten çekinmiyor. Tek başına bir Türk kadını, elindeki Türk bayrağı ile ortaya çıkıyor ve “ bu durum kanıma dokunuyor” diyor. Binlerce örgüt mensubuna sesini çıkartamayan güvenlik güçleri, Türk kadınını zar zor meydandan uzaklaştırıyor.  Bir Türk kadını tek başına meydana çıkıyor, bizlere de utancı düşüyor…18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 98. Yıl dönümü kutlu olsun. Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve silah arkadaşlarına şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhları şâd olsun!*Ne demişti büyük Gazi?  “Geldikleri gibi giderler”    Tülay Hergünlü İstanbul, 18 Mart 2013    


2561 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kadınlar günü, kadın hakları filan… - 16/03/2022
Kadın… Nedir kadın?
Haçlı Batı’nın ikiyüzlü siyaseti - 05/03/2022
Tarih boyunca Türk ve Müslümanlara yapılan katliamlara dünya her zaman seyirci kalmıştır.
Boğazlardaki Atatürk kilidi; Montrö Antlaşması - 28/02/2022
Atatürk’ün hemen ardından gelen iktidarlar, onun güvenli dış politika kurallarını sürdüremedi.
İyi polis, kötü polis - 13/02/2022
Hani dizi ya da filmlerde izleriz ya; polisler bir suçluyu sorgu odasına alırlar. İki polis içeriye girer.
“Yapacak bir şey yok!” - 09/02/2022
Günlerdir haber kanallarında vatandaşa elektrik ve doğalgaz faturalarının yüksekliği konusunda ne düşündükleri soruluyor.
Fatma Girik - 29/01/2022
Türk Sineması, tüm emekçileriyle birlikte kendine özgü sıcaklığı ve samimiyeti olan oyuncularıyla var olmuştur.
Ay çekirdeği - 26/01/2022
Kuruyemiş dükkânında bir diyalog:
Önce can, sonra canan - 21/01/2022
Geçtiğimiz günlerde telefonuma bir mesaj düştü.
Kayıt dışı çalışma hayatı - 17/01/2022
2022 yılında uygulanacak olan net asgari ücret 4.253,40 TL. olarak belirlendi.
 Devamı