OSMANCIK GÜNDEM
İnteraktif Haber


Duyurular
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Hava Durumu
Takvim
Saat
Tülay HERGÜNLÜ
PRİZMA
18 MART 1915; ATATÜRK TARİH SAHNESİNDE!
17/03/2015
Bu yazıyı 17 Mart 2009 tarihinde kaleme almıştım. Günlerdir yapılan yayınlarda sanki 
 
Mustafa Kemal bu savaşta hiç bulunmamış, savaşın seyrini ve tarihin akışını değiştirecek o 
 
cesur kararını vermemiş gibi, Çanakkale’de yok sayılmasına gönlüm razı gelmedi. Malûm 
 
zihniyet, Çanakkale Savaşlarını, Osmanlı’nın son savaşı ve zaferi olarak nitelendirmekten bir 
 
türlü vazgeçmiyor. Sanki Çanakkale’den sonra vatan toprakları kurtulmuş, İstiklâl Savaşı hiç 
 
gerçekleşmemiş..! 
 
Büyük devletler, Türk’ün kan akıtıp, can verdiği Çanakkale’den geçemediler. Ancak, 
 
“ecdadımız” diyerek öğündükleri padişah ve aveneleri, “Anadolu gitsin ama payitaht yani 
 
İstanbul bize yeter” düşüncesinden hareket ederek, vatanı masa başında teslim etmekten 
 
utanmadılar. Binlerce kefensiz şehidin üzerinde düşman postallarının gezinmesine duyarsız 
 
kaldılar. Tâ ki İstiklâl Savaşı sonuçlanana, düşman İzmir’den denize dökülene kadar... 
 
Sonuç olarak, o ecdadın bugünkü torunları, her fırsatta hakaret ettikleri, eserlerini ve 
 
devrimlerini yerden yere vurdukları Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde, 
 
saltanat sürmeye devam ediyorlar. Hem de O’nun Meclisinin çatısı altında, milletin gözünün 
 
içine baka baka, etnik ve dinî ayrımcılık yaparak... 
 
Zaferimizin 100. yılında yazıyı tekrar yayımlamak istedim. Unutulan ya da unutturulan 
 
gerçeklerin bir kez daha hatırlanması için... 
 
*
 
Mustafa Kemal ATATÜRK tarih sahnesine ilk kez Çanakkale’de çıktı. 
 
 “19. TÜMEN sabah tatbikata çıkacaktı. Bu nedenle herkes erkenden uyanmıştı. Top 
 
sesleri duyulmaya başladı. Bir birlik, Arıburnu Koyu’nda gemiler görüldüğünü bildirdi. 
 
Kesin bilgi az sonra 9. Tümenden geldi: Düşman Arıburnu’na asker çıkarıyor. M. Kemal
 
çok huzursuz oldu. Hatta telaşlandı. Arıburnu’na ha! Bu can alıcı noktaya niye asker 
 
çıkarırdı düşman? Kocabağ ile Kabatepe’yi ele geçirmek için. Eceabat ile Kilitbahir yolunu 
 
açmak için. Kesinlikle durdurulması gereken öldürücü bir hareketti bu. İzzettin Bey şimdiye 
 
kadar komutanını hiç böyle görmemişti. M. Kemal haritada Kocadağ’ı göstererek telaşının 
 
nedenini açıkladı: ‘Bu kütle Gelibolu Yarımadası’nın kilididir. Burası ele geçerse savaş daha 
 
başlamadan biter.’ M. Kemal şöyle düşündü: Çıkarmanın sürdüğü, düşmanın durdurulamayıp 
 
yayıldığı anlaşılıyor. Demek ki düşman kalabalık. Düşmanın kıyıda yerleşmesine ve 
 
yayılmasına izin verilemez, bu çok tehlikeli olur. Bu hareket bir taburla önlenemez. 
 
 Emir beklemek vakit yitirmek olacaktı. Tarihin akışını değiştirecek olan kararı 
 
verdi: Tümen, ordu yedeği olduğu için iki alayını burada bırakacak, bir alayı ve bir dağ 
 
bataryasıyla Arıburnu’na yetişecek, bu tehlikeli hareketi önlemek için düşmana taarruz 
 
edecekti. Bu, inisiyatiften daha ileri bir tavır; ağır sorumluluğu olan ancak M. Kemal 
 
gibi birinin verebileceği bir karardı. Ordusunun yedeği olan bir alayı ile bir bataryasını 
 
kimseye danışmadan ve haber vermeden savaşa götürecekti. Suçlu görülerek mesleğinden 
 
uzaklaştırılabilir, hatta idam edilebilirdi. Bunları düşünmedi ya da önemsemedi. Tehlike her 
 
türlü kaygıdan daha önemliydi. Kolordu komutanına ve 9. Tümen komutanına göndermesi 
 
için İzzettin Bey’e iki kısa bilgi yazısı not ettirdi. 57. Alay tatbikata çıkmak için çorbasını 
 
içmiş, hazır bekliyordu. Toplanma yerine geldi. Biraz da gülümseyerek, ‘Arkadaşlar!’ 
 
dedi, ‘Bugün yine bir tatbikata gideceğiz. Fakat bugünkü düşman artık hayal değil gerçektir. 
 
Düşman Arıburnu’na çıkmış. En kısa yoldan Kocaçimen’i tutacağız.’ Genç yarbay başa geçti. 
 
Batı’ya hareket ettiler. Saat 07.45’ti.” (s.237-239)
 
 “Savaş çok sertleşmişti. 27. Alay’ın durumu Şefik Bey’i çok kaygılandırıyordu. Alayının, 
 
Arıburnu kesiminin ve Çanakkale Boğazı’nın bir kurtarıcıya ihtiyacı vardı. Bu çok sıkışık 
 
anda 9. Tümen’den bir haber geldi: 19. Tümen Komutanı Yarbay M. Kemal sabah 57. Alay’la 
 
birlikte Kocaçimen’e hareket etmişti. Yani, 27. Alay’ın sağ yanının gerisine. Şefik Bey bütün 
 
yüreği ile Allah’a hamdetti. Yalnız alayı değil, yalnız Arıburnu değil, Boğaz, dolayısıyla 
 
İstanbul kurtulmuştu.” (s.264) 
 
 “Limon Von Sanders, izinsiz hareket eden M. Kemal’in ne korkunç bir felaketi önlediğini, 
 
kendisini bir gün içinde yenilen bir ordunun komutanı olmaktan kurtardığını unutmayacaktı.” 
 
(s.303)*
 
 Burada Turgut Özakman’ın Çanakkale Zaferi’ni anlattığı Diriliş isimli kitabından 
 
çok önemli bazı satırları aktarmaya çalıştım. Elbette 685 sayfadan oluşan bu hacimli eserin 
 
her satırı çok önemli. Herkesin mutlaka okuması ve gerçekleri öğrenmesi gerek. Bugün o 
 
malûm zihniyetin anlattığı Çanakkale Zaferi’nde Mustafa Kemal yok sayılıyor. Hurafelerle 
 
gençlerin beyinleri yıkanıyor. Gelibolu Yarımadası’na düzenlenen bazı turlarda Çanakkale 
 
Savaşları’nı; kendilerini rehber (!) olarak tanımlayan bazı kişiler, gökten Ebabil kuşlarının 
 
attığı taşlardan tutun da, denizin üzerini kaplayan ilahî sislere kadar pek çok tabiatüstü olayla 
 
anlatmaya çalışıyorlar. 
 
 Çanakkale Zaferi’nin sonucu tarihi değiştirmiştir. Bu sonucun en büyük nedeni; 
 
Mustafa Kemal’in eşsiz sezgileri, cesareti ve üstün komutanlık başarısıdır. Ve bir 
 
dakika sonra öleceğini bile bile ölüme atılan o benzersiz şehitlerin vatan sevdası ve iman 
 
gücüdür.
 
 Çanakkale Zaferi’ni anlatan sergilerden Mustafa Kemal’i çıkartmak, onbinlerce tarihî 
 
belge ve bilgiye ihanet etmektir. Çanakkale Zaferi, Alman komutanların beceriksizliği 
 
yüzünden binlerce vatan evladını toprağa gömen bu milletin, yabancılar tarafından da 
 
asla ve asla yönetilemeyeceğini çok iyi anlatmaktadır. 
 
 Çanakkale’nin muhteşem sayfalarından Mustafa Kemal’i çıkartmaya, O’nun tarihi 
 
değiştiren rolünü ve kararını yok saymaya kimsenin gücü yetmeyecektir. 
 
 Yazıyı yine Turgut Özakman’ın satırlarıyla bitiriyorum:
 
 “Tarih son kez uyarıyor: Uyuma ey Türk! Dirliğin, birliğin, dilin, benliğin, tarihin, 
 
yurdun, adın bir kez daha giderse, bir daha hiçbiri geri dönmez.”
 
 Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile tüm şehitlerimize, ebediyete intikâl eden 
 
gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Vatan size minnettardır...
 
18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi’nin 100. yıldönümü ulusumuza kutlu olsun.
 
Tülay Hergünlü
 
İstanbul, 17.03. 2015


1939 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kadınlar günü, kadın hakları filan… - 16/03/2022
Kadın… Nedir kadın?
Haçlı Batı’nın ikiyüzlü siyaseti - 05/03/2022
Tarih boyunca Türk ve Müslümanlara yapılan katliamlara dünya her zaman seyirci kalmıştır.
Boğazlardaki Atatürk kilidi; Montrö Antlaşması - 28/02/2022
Atatürk’ün hemen ardından gelen iktidarlar, onun güvenli dış politika kurallarını sürdüremedi.
İyi polis, kötü polis - 13/02/2022
Hani dizi ya da filmlerde izleriz ya; polisler bir suçluyu sorgu odasına alırlar. İki polis içeriye girer.
“Yapacak bir şey yok!” - 09/02/2022
Günlerdir haber kanallarında vatandaşa elektrik ve doğalgaz faturalarının yüksekliği konusunda ne düşündükleri soruluyor.
Fatma Girik - 29/01/2022
Türk Sineması, tüm emekçileriyle birlikte kendine özgü sıcaklığı ve samimiyeti olan oyuncularıyla var olmuştur.
Ay çekirdeği - 26/01/2022
Kuruyemiş dükkânında bir diyalog:
Önce can, sonra canan - 21/01/2022
Geçtiğimiz günlerde telefonuma bir mesaj düştü.
Kayıt dışı çalışma hayatı - 17/01/2022
2022 yılında uygulanacak olan net asgari ücret 4.253,40 TL. olarak belirlendi.
 Devamı