OSMANCIK GÜNDEM
İnteraktif Haber


Duyurular
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Hava Durumu
Takvim
Saat
Mustafa YOLCU
YAZI
DİDİM’DE HAYAT HİKAYESİ
06/12/2015
Didim’de sabahleyin sahil yolunda yürüyüşe çıktığımda, arkamda birisinin başka birine selam verdiğini duydum. Nadiren rastlanılan bir durumdu bu. İnsanlar selamsız, sabahsız gidip geliyorlardı.
 
Yavaşladım ve selam veren kişinin, bana yaklaşmasını bekledim. Yanıma gelince selam verdim, oda selamımı aldı.
 
Konuşmaya başlayınca “ kulağının az duyduğunu, yüksek sesle konuşmamı “ söyledi.
 
Memleketini sordum, Urfa- Ankara- Didim diye cevapladı.
 
Urfa’da doğmuş. Daha sonra Ankara’ya gelerek, Hacettepe Üniversitesinde iş
 
hayatına başlamış. Hacettepe Üniversitesinden emekli olunca, Didime yerleşerek
 
lokantacılık yapmaya başlamış.
 
Benim memleketimi sorduğunda, Çorum diye cevap verdim. Çorum’un taş ustası,
 
sıvacısı, leblebisi meşhurdur.” Dedi ve anlatmaya başladı:
 
-“ Lokantacılığa başladığımda,dükkanın ön cephesini taş duvar ile ördürüp, duvarın
 
içinden devri daimli su akıtmak istedim. Buna teşebbüs edince, taş ustası aramaya
 
başladım. Çorumlu bir taş ustasının olduğunu, pek çalışmadığını söylediler. Kaldığı
 
evini öğrenerek, evine gittim. Kenar bir mahallede, yalnız başına tek katlı evde
 
oturuyordu. Kapısını çaldım, kapıyı açıp dışarı çıkınca, selam verip meseleyi anlattım.
 
Usta taş ustası olduğunu, çalışıp emek sarf ettiğini, iş yaptıranlardan alın terinin
 
karşılığını alamadığını söyleyerek, bu yüzden çalışmak istemediğini bildirdi.
 
Bende kendisini her gün evinden alıp, iş yerine getireceğimi, karnını doyurup her gün
 
yevmiyesini, peşin olarak ödeyeceğimi belirttim. Bana inandı ve işime başladı.
 
Taşları tane tane kırarak, nefis bir duvar örüyor, 30.-TL yevmiye ile çalışıyordu.
 
Dükkanın önünden geçenler durup, yapılan işi seyrediyordu. . Kendisine 40- 50.-TL
 
yevmiye vererek, başka işe götürmek istemişler. Bunu bana bildirdi ve ( Merak etme,
 
bana yüz lira da verseler senin işini bitirmeden başka işe gitmem.) dedi. Yapılan işi
 
Didim Kaymakamı ve Belediye Başkanı’da duymuş, onlarda görmeye geldiler.
 
Lokantanın inşaatı bittikten sonra, işletmeye açtım. İlk sene pek randıman alamadım.
 
Sonraki sene, lokantam müşterilerle doldu taştı. Bunun üzerine iki ayrı lokanta daha
 
açtım. İşlere yetişemiyordum.
 
Üç kız çocuğum vardı.Kız kardeşim bir gün, içi altın ve döviz dolu el çantası ile evime
 
gelerek, "kardeşim bunlar senin olsun" dedi. Bende, kardeşim ben senin paranı ne
 
yapayım, verirsen çocuklarıma ver dedim. Oda çantayı çocuklarıma verdi. Üç çocuk,
 
altın ve dövizleri aralarında paylaştılar.
 
Bende bazı mallarımı, çocuklarım ve eşim arsında taksim ettim. Dünya hep böyle
 
devam edecek sanıyordum. Kızımın birisi Ankara’da, zengin biriyle evlenmişti.
 
Eşim hastalanarak vefat etti. Benim de düzenim bozuldu. Borçlarımı ödeyemez hale
 
geldim. Bunun üzerine lokantaları satarak, elime geçen para ile borçlarımı ödemeye
 
çalıştım. Geriye Didim’de bir yazlık ev ile İzmir'de bir daire kalmıştı.
 
Yeniden evlilik yaptım. Bu evlilikten iki çocuğum oldu. Çocuklar şu anda Üniversite’de
 
okuyorlar. Zengin olan ablasından, kardeşlerine yardımcı olmasını istedim. Bir kaç ay
 
para göndermiş, ondan sonra göndermemiş.
 
Yeni eşim, İzmir'de bulunan daireyi kendi üzerine tapulama mı istedi. Ben de onu
 
kırmayıp, dairenin tapusunu eşimin üzerine devrettim. Önceden çok iyi olan eşim, bu
 
sefer bana sert davranmaya başladı.
 
Çocuklarımın eğitimini devam ettirebilmek için, bir iş yerinde çalışmaya başladım. Elin
 
işini görmek zoruma gitmesine rağmen, çocuklar için buna katlanıyorum.
 
Bir gün Didim'de, eşimle birlikte yürüyorduk. Çingene bir kadın önümüze çıkarak,
 
eşime gül verdi. "Ben bu ağabeyimi tanıyorum, çok yemeğini yedim." dedi.
 
Dükkanıma gelen fakirleri boş göndermez, karınlarını doyururdum. Kimseye eski
 
halimi anlatmıyorum. Ama nadiren de olsa, beni önceden tanıyanlar çıkıyor.” dedi.
 
Bütün bunları anlatırken gözleri doldu. Yaşadıkları, onca fedakarlığa rağmen
 
çocuklarının baba kıymetini bilmemeleri kendisini üzüyordu.
 
En son şunları söyledi.-“ Sana tavsiyem, sağlığında malını kimseye verme.
 
Kimseye güvenme. Tek güveneceğin Cenabı Allah olsun.”
 
Kendisiyle vedalaşarak ayrıldım. Bir daha karşılaşır mıyız bilmiyorum. O bana hayat
 
hikayesini böyle anlatmıştı.
 
Mustafa Yolcu
 
myolcu53@gmail.com.


1934 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BİR YAHUDİ TÜCCARI - 18/12/2023
Yakınım İstanbul Karaköy’de bulunan Yahudi tüccardan tezgâh satın alıp, Ankara ya dönmüş.
DEĞERLİ MİLLETVEKİLİMİZ HİDAYET VAHAPOĞLU - 11/04/2023
Bursadan ’dan MHP milletvekili olarak meclise giren, hemşerimiz hidayet Vahapoğlu, meclisin en devamlı üyesi ve kanun teklifi ile önerge veren milletvekili idi.
DEPREME KARŞI TEDBİRLER - 06/03/2023
Depreme karşı tedbirleri ikiye ayırıyoruz. 1- Devletin üzerine düşen tedbirler. 2- Vatandaşın üzerine düşen tedbirler.
DEPREMİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ - 25/02/2023
Güneydoğu Anadolu depremi. 10 İlimizin alanında meydana gelen depremle 16.2.2023 tarihi saat 21.00 itibarı ile 36000 ölü, 110000 yaralı var.
SEVDİĞİN ELDE EDEMİYORSAN, ELDE ETTİĞİNİ SEV - 16/11/2022
Gün görmüş bir arkadaşımla sohbet ederken, yeni neslin ulaşılması zor talepleri için “SEVDİĞİNİ ELDE EDEMİYORSAN, ELDE ETTİĞİNİ SEV” tabirini kullandı.
BÜYÜK DEVLET NASIL OLUNUR? - 01/11/2022
1-Büyük devlet sözle olunmaz. Çok konuşarak hiç olunmaz. Dünya ölçeğinde yeni vizyon ve misyon üstlenmek gerekir.
İSKİLİP TE BİR KÖŞE BAŞI DÜKKÂNI - 13/10/2022
Resim ’de gördüğümüz yer, İskilip te Hamam önü caddesi ile Dikiciler caddesinin birleştiği köşe başıdır.
İSKİLİP’TE PAZAR (ÇARŞAMBA) GÜNÜ - 24/05/2022
Yıl 1968 Haziran ayıpazar günü idi.
TEFECİLİK - 07/05/2022
Tefecilik, kişilerden hukuki sınırı geçenmiktarda faiz alarak, borç para verme olayıdır.
 Devamı