OSMANCIK GÜNDEM
İnteraktif Haber


Duyurular
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Hava Durumu
Takvim
Saat
Mustafa YOLCU
YAZI
SÜLEYMAN DEMİREL’LE TOPLANTI
24/06/2015
40 Kişilik mühendis gurupla, 1991 yılı bahar aylarının birinde DYP Genel Merkezine
gittik. DYP daha sonra milletvekili olan bir arkadaşımız, bu toplantıyı organize
etmişti.
Partinin genel başkanı olan Süleyman Demirel, siyasi yasaklı olmaktan 1987 yılında
çıkmış, partiyi eski gücüne getirmenin, iktidar yapabilmenin çabası içindeydi. 1991 yılı
Kasım ayında genel seçimler vardı.
Toplantıya gittiğimiz yer Akay yokuşundaki DYP Genel merkezi binası idi.
Bizi buradaki toplantı salonuna aldılar.
Ben ilk defa Başbakanlık yapmış, parti başkanı ile yakından görüşecektim.
Bu ziyarete gelenlerin hiçbirinin parti kimliği yoktu. Çoğunluğu MHP sempatizanı idi.
Tamamı sağduyu sahibi olup, sağ yelpazede bütün partilere oy vermişlerdi.
Süleyman beyin konuşacağı kürsü ve yanında 4 sandalye vardı. Masanın üzerinde ise
ses kaydedici olduğunu sandığım cihaz vardı.
Süleyman Bey salona geldiğinde saygı gereği ayağa kalktık. Bize oturmamızı söyledi
ve yerimize oturduk.
Konuşmasına başlayan Süleyman Bey-“ Sevgili meslektaşlarım, hepinizde hoş
geldiniz. Meslektaşlarımı burada görmekten mutluyum. Ama benim için siz halksınız.
Burada sizin görüş ve düşüncenizi öğrenmek istiyorum. Dileyen arkadaşımız
düşüncelerini dile getirsin. Bende daha sonra, sorulanları cevaplamaya çalışacağım.”
Dedi.
Bunun üzerine gurubumuzdan yedi kişi söz aldı. Hatırlayabildiğim kadar şunlar
söylenildi:
— Sayın başkanım. Siz 6 kere gidip 7 kere geldiğinizi söylüyorsunuz. Sağ düşünceli
bir partinin de başkanısınız. Milli Eğitimi niye gerçekten milli hale getirmediniz?
— Sayın başkanım. Sol partiler iktidar olduklarında hiçbir sağ düşünceli insana görev
vermiyorlar. Sağ partiler ise solcuları iş başına getiriyorlar. Tabiri caizse davul bizim
boynumuzda, tokmak başkalarının elinde.
Bu durum sağ partiler için zafiyet değimli? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Guruptan diğerleri de değişik konularda görüşlerini dile getirdiler.
Süleyman Bey hem not alıyor, hem salonu gözlüyor, hem de ses kaydedici cihaza
gözünün ucu ile bakıyordu.
Söz alma sona erince Süleyman Bey cevap verme faslına geçti.
- “ Teşekkür ederim arkadaşlar. Önce şunu söyleyeyim. Burada bulunanların hiç
birinin benim partimle uzaktan yakından ilgisi yok.
Erbakan’la ben Üniversiteden arkadaştık. Ben onu çok iyi tanırım. Erbakan benim
hayatta tanıdığım en riyakâr insandır. “ Süleyman beye, Erbakan ile ilgili hiçbir
şey sorulmamıştı. Erbakan’ın konuşmalarda adı bile geçmemişti.”
Ben Türkiye’yi ,adım adım gezdim. Halkımın çektiklerini, taleplerini, önceliklerini iyi
bilirim.
Benim çocukluğumda Türkiye’de her yerde lise yoktu. Bu ülkenin çocukları okuyup,
üniversiteye gidip, bir yerlere gelemiyordu. Bu ülkede liseleri ben açıp çoğalttım.
Sizler benim açtığım liseleri bitirip, buralara geldiniz.
Ülke yönetiminde ergler ayrımı vardır. Ben iktidar oldum ama, devletin başına
gelemedim. İktidar olmak ile her şeyi yapamıyorsunuz.
Meclis kürsüsünden defalarca Yüce Atatürk’ün ‘Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız
Milletindir’ sözünü dile getirdim. Dedim ki "gelin hâkimiyeti kayıtsız şartsız
millete verelim. Milletin üzerinde güç olmasın."
Size soruyorum, tarih kitaplarında yazdığı gibi Abdülhamit kızıl sultan mı idi.
Hayır değildi. Ben bunu biliyorum ama tarih kitaplarında bunu değiştirecek
güce gelemedim.
Bir takım yetkiler elime geçecekken, darbe yapıp beni indirdiler. İstediğimi
yapamadım.
1980 Eylül den önce olaylar oluyordu. Kenan Evrene dedim'ki "Size her türlü
yetkiyi vereyim. Bu kardeş kavgasını önleyin." Teklifime olumlu cevap
vermediler.
Kenan Evren, 12 Eylül den sonra anarşiyi önlediklerini söyledi. Kardeşim, 12
Eylülden önce sen, kadastro müdürü mü idin? Niye o zaman anarşiyi
önlemedin?
Daha sonrada konuşuyorsun. Buna kim inanır.
Ben Türkiye’de liberalizmin temsilcisi oldum. Dolayısı ile sağcılardan da,
solculardan da oy aldım. Bu sebeple uygun bulduğum herkese görev verdim. Bunda
bir zafiyet görmüyorum.
Sizi buradan uğurlarken, sizlere partimin proğramı ile tüzüğünü içine alan kitapları
dağıtacağım.
Sizden ricam, bu kitapları okuyun. Parti programı ile tüzüğümüze eleştirileriniz olursa,
bunu bizzat bana yazılı olarak iletin. Sizin eleştirilerinizi dikkate alarak, gerekirse
yeniden düzenlemeler yapabilirim. “ Dedi.
Toplantı sonunda Sayın Demirel, toplantıya gelenleri uğurluyordu. Süleyman beyle
kimi tokalaşıyor, kimi elini öpüyordu. Demirel tokalaştığı insanların yüzüne bile
bakmıyordu. Tokalaşırken başka şeyler ile uğraşıyordu.
Bende öyle yaptım. Tokalaşmak için elimi uzatırken, başımı başka tarafa çevirdim.
Mustafa Yolcu
myolcu53@gmail.com


1388 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

BİR YAHUDİ TÜCCARI - 18/12/2023
Yakınım İstanbul Karaköy’de bulunan Yahudi tüccardan tezgâh satın alıp, Ankara ya dönmüş.
DEĞERLİ MİLLETVEKİLİMİZ HİDAYET VAHAPOĞLU - 11/04/2023
Bursadan ’dan MHP milletvekili olarak meclise giren, hemşerimiz hidayet Vahapoğlu, meclisin en devamlı üyesi ve kanun teklifi ile önerge veren milletvekili idi.
DEPREME KARŞI TEDBİRLER - 06/03/2023
Depreme karşı tedbirleri ikiye ayırıyoruz. 1- Devletin üzerine düşen tedbirler. 2- Vatandaşın üzerine düşen tedbirler.
DEPREMİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ - 25/02/2023
Güneydoğu Anadolu depremi. 10 İlimizin alanında meydana gelen depremle 16.2.2023 tarihi saat 21.00 itibarı ile 36000 ölü, 110000 yaralı var.
SEVDİĞİN ELDE EDEMİYORSAN, ELDE ETTİĞİNİ SEV - 16/11/2022
Gün görmüş bir arkadaşımla sohbet ederken, yeni neslin ulaşılması zor talepleri için “SEVDİĞİNİ ELDE EDEMİYORSAN, ELDE ETTİĞİNİ SEV” tabirini kullandı.
BÜYÜK DEVLET NASIL OLUNUR? - 01/11/2022
1-Büyük devlet sözle olunmaz. Çok konuşarak hiç olunmaz. Dünya ölçeğinde yeni vizyon ve misyon üstlenmek gerekir.
İSKİLİP TE BİR KÖŞE BAŞI DÜKKÂNI - 13/10/2022
Resim ’de gördüğümüz yer, İskilip te Hamam önü caddesi ile Dikiciler caddesinin birleştiği köşe başıdır.
İSKİLİP’TE PAZAR (ÇARŞAMBA) GÜNÜ - 24/05/2022
Yıl 1968 Haziran ayıpazar günü idi.
TEFECİLİK - 07/05/2022
Tefecilik, kişilerden hukuki sınırı geçenmiktarda faiz alarak, borç para verme olayıdır.
 Devamı