Halk ve asker huzursuzdu.
Padişaha karşı güçler adalet,
Özgürlük için bildiriler dağıtıyordu.
İşlek sokaklara afişler asıyordu.
Saat dokuz, ona doğru bunu haber alan,
Hafiyeler ve zabitler afişleri kaldırıyor.
Yazılı duvarları badana ile siliyorlardı.
Bu arada binlerce kişi,
Afişleri ve yazılanları okuyorlardı.
Fısıltı gazetesi her yere bu yazılanları duyuruyordu.
Denetim arttıkça,
Hiçbir şeyden habersiz kesimler,
Geniş halk yığınları olumsuz olarak etkileniyorlardı.
Ekmek, un, tüketim malları fiyatlarındaki,
Aşırı artış halkı isyan ettiriyordu.
Ordu içinde sevilen paşalar tutuklanıyor.
Sürgüne gönderiliyordu.
                     ..
Toplumun ağırlıklı kesimi,
Köylünün durumu çok kötüydü.
Ormancılık ve madencilik alanında,
Yapılan yatırımlar küçük sermaye,
Tarafından alınıp saraya yakın,
Kişilere ayrıcalıklı olarak veriliyordu.
Ekonomik koşullar çok vahimdi.
Basit tüketim malları bile,
Karaborsada yüksek fiyatlarla,
Bile bulunamıyordu.
Elinde şeker olan birisi,
Elini kaldırıp bende şeker var,
Çayı olan varsa demlesin içelim diyordu.
B u durumu kaşıyan kişiler, güçler,
Satıcı kılığında halkın içinde dolaşıyorlar,
Hükümet aleyhinde berberlik yaparak dahi,
Kara propokanda yapıyorlardı.
                   ..
25 Temmuz 1908 Günü bir kısım,
Türk, Ermeni, Rum, Yahudi topluluklardan,
Başlarında din adamları bulunan kalabalıklar,
O zaman ki başbakanlık olan,
Bab-ı Ali’yi ele geçirdiler.
Bütün yöneticilere devrimi destekleyeceklerine
Zorla ve tehditle yemin verdirdiler.
Kalabalık artarak Eminönü’ne  indi.
Galata Köprüsü üzerinden yürüyüşe geçtiler.
Karaköy tarafında,
Padişaha bağlı askerler ve subaylar,
Tertip almışlar bekliyorlardı.
Galata Köprüsü ortasında,
Ön tarafa kasıtlı olarak yerleştirilmiş
Türk, Ermeni, Rum, Yahudi Din Adamları,
Arkalarındaki kalabalık yürüyorlardı.
Padişah ve yönetim aleyhine bağırıyorlardı.
Karaköy tarafındaki askerlere ateş emri verildi.
Köprünün üstündeki ölülerin yığıntısından,
Akan kan Galata Köprüsü’nün her iki,
Yanındaki denizi kıpkırmızı yapmıştı.
Bu da Abdülhamit’in Baş Mabeyincisi (Danışmanı),
Hamza oğlu Abdullah Efendinin,
Yani büyük dedemin sonu olmuştu.
 

Muharrem YILDIZ