Ay yıldızlı bayrağımızın,

Biz Türk milletine anlatmak istediği,

Bir sırrı, bir heyecanı ve bir mesajı vardır.
Nazlı hilalin ne yöne bakacağı konusunda,

Hep kafalarımızda karışıklık olmuştur.

Geçmişte iki farklı İlköğretim müfettişi,

Okul dersliklerindeki bayrağın yönünü değiştirttirmiştir.

Biri bayrağımızı sağa, doğuya baktırırken,

Diğeri sola, batıya baktırmıştır.

Bu şekilde hareket etmeleri,

Birisinin sağcı, ülkücü olması,

Diğerinin de solcu görüşlü olduğundan kaynaklanmıştır.

                             ..
Burada sağa, sola baktırılma gerçeği,

O yıllardaki ülke içindeki vahim durumumuzdur.
Şunu sormamız lazım; bayrağın yön tayinini,

Bayrağın konumuna göre mi belirleyeceğiz?

Yoksa ona bakan gözlerin konumuna göre mi?

                           ..
Yüce Türk milletinin namus timsali!

Kırmızı zemin üzerinde ki,

Ay yıldızlı bayrağımızın,

Kırmızı Rengi ‘gücü, hareketi, cengi’ kastederken,

Yıldızının  ‘küçük güneş’ olduğu bellidir.

Hilal şekli ise ‘genç ay’dır.

Hareketinin ‘Dolunay’ olmağa yönelik olduğunu göstermektedir.
Böylesi bir harekete bugünlerde toplum olarak evet der miyiz?
                              ..

Diyeceksiniz ki dolunay olmak kolay mı?

Elbette kolay değildir.

Ancak bu tarihsel olgu zamanı uygundur.

Ama nasıl olsa hilâliz diye,

 ‘Dolunay’ olmaktan kaçınmak,

Bundan dolayı da bayrağımızın mesajını,

Ve de onun sırrını reddetmek doğru değildir. 
                             ..
Böylesi bir hareketsizliğe bir gün gelir,

O  genç ay, yıldızlı bayrağımız da isyan eder,

Ya da onu kaybedecek,

Bir varlık yokluk mücadelesine zorlanır.

Türk Milletinin geçmişte pek çok kez yaşadığı gibi….

                             ..

Anadolu hilaldir,

Orta Asya ile birleşmek dolunaydır.
Dolunayın yolu,

Türk, Rus dostluğundan geçer.

Bu dolunay, dostluğunu bozmak için de,

Bütün şeytanlar ayaktadır.

Büyükelçi cinayeti  de bu şeytanın işidir.