OSMANCIK GÜNDEM
İnteraktif Haber Gazetesi

Duyurular
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Hava Durumu
Takvim
Saat
Tülay HERGÜNLÜ
PRİZMA
AK (!) Saray, “Şerefimiz” miş!
21/11/2014
Osmanlı İmparatorlarını hasetten çatlatacak bir lüks içinde yaşayan bizim mütrefler, doymak 
 
bilmiyor. Bu fakir milletin parasını bin odalı saraylara, milyon dolarlık mersedeslere, uçaklara 
 
harcıyor. Ankara’da ayrı makam, İstanbul’da ayrı makam... Şaşaanın sonu yok...
 
Görevi biten 11. Bile tarihi köşkten çıkmak bilmiyor. Milletin parası deniz, yemeyen domuz 
 
misali, yedikçe yiyorlar...
 
Bunlarda din, iman, Kuran sadece dillerinde; kalplerine işlememiş. Kalplerine işleseydi, bu 
 
kadar israf karşısında Allah’a nasıl hesap vereceklerini düşünürlerdi. 
 
Ülkenin 3 milyona ulaşan işsizlerine ki gerçek sayının bundan fazla olduğu tahmin ediliyor, 
 
fabrikalar kurup, istihdam sağlayacaklarına, çılgın projelerle günü geçirme sevdasındalar. 
 
İşsizlik fonu da dâhil olmak üzere milletin tüm parasal kaynaklarını çarçur ettiler. Bugüne 
 
kadar kaç tane fon ayrıldıysa hepsinin akıbeti meçhul oldu. Şimdilerde yeni bir fon 
 
peşindeler; Kıdem Tazminatı Fonu. İşçinin alın terinin üstüne oturacaklar... Bakalım bu 
 
fonlar hangi lüks sevdalara heba edilecek...
 
Madenciler hayatta kalsın diye yaşam odası yaptırmak yerine, paralar ayakkabı kutularında 
 
saklanıyor, bakan kollarında süs oluyor...
 
Ne zengin milletmişiz ki hem içeriden hem dışarıdan yiye yiye bitiremediler. O kadar çok 
 
para var ki bir türlü sıfırlanamıyor... 
 
Bizim mütrefler aynı zamanda da ağaç katili çıktı. Nerede bir yeşil alan varsa orayı dümdüz 
 
ediyorlar. Hele de bu yerler Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile anılıyorsa, hiç affetmiyorlar. 
 
Araziyi gasp et, TOKİ’ ye ver, icabına baksın! Ya da cami diksin! Türkiye bitti, şimdi 
 
Küba’nın tepelerine göz diktiler; cami konduracaklar. Küba’da ki devlet, “muz devleti” olsa 
 
belki başarırlardı ama değil ne yazık ki! 
 
Türk tarihini istedikleri gibi eğip bükmeleri yetmedi, bir de dünya tarihine bir el atalım 
 
dediler; işe Amerika’dan başladılar. Amerika’yı da Müslümanlar keşfetmiş! Hani utanmasalar 
 
elde kılıç “Allah, Allah” nidalarıyla Amerika’ya doğru uzanacaklar ama yemiyor işte! Bir 
 
Muhteşem Süleyman’da yok ki bunları gaza getirsin!
 
Sahabesine su dağıtmakta olan İslam’ın o muazzez Peygamberi’ni tanımayan yabancı bir 
 
ülkenin elçisi, “Hanginiz Muhammed?” diye sorar. İşaret ederler; “İşte şurada su dağıtandır.”
 
Bin odalı Ak (!) Saray şerefimiz miş! 
 
Tek bir oda da tahta bir yatağın üzerine serilmiş hasırın üzerinde yatan Hz. Muhammed 
 
Mustafa (S.A.V.) bunlardan daha mı az şerefliydi? Her sabah o mübarek yüzündeki 
 
hasırın iziyle uyanan bu dinin Peygamberi’nin ümmeti olduğunu söyleyenler, bu gerçekleri 
 
bilmiyorlar mı? “Şeref” denen kavram, ne zamandan beri bin odalı saraylarla ölçülür oldu?
 
Yoksa bizim mütreflerin anladığı “şeref” ile bizim anladığımız “şeref” aynı “şeref” değil mi?
 
Hasta ve ihtiyaç içerisinde olmasına rağmen, kendisine maaş bağlamak isteyen Ali Paşa’ya, 
 
“Ben bu fakir milletin parasını alamam” diyen Millî Mücadele Kahramanı Zenci Musa, “Biz 
 
maaş ve madalya için savaşmadık” diyen Çanakkale Kahramanı Seyit Onbaşı, kendisine 
 
bağlanan maaşı bir hayır cemiyetine bağışlayan Erzurumlu Kara Fatma, paltosu olmamasına 
 
rağmen ödül olarak verilen parayı kabul etmeyen İstiklâl Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy ve 
 
diğerleri daha mı az şerefliydiler?
 
Bin odalı saray devletin demirbaşıymış, daha sonra da millete devredilecekmiş! Ben de 
 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir ferdi olarak soruyorum; Atatürk Orman Çiftliğini 
 
tarumar ederken, bin odalı sarayı yaptırırken bana sordunuz mu? Benim onayımı aldınız mı? 
 
Yüzde 50’ nin onay vermesi sizleri, İlâhi Huzur’a kul hakkı ile çıkmaktan kurtarmaz. Diğer 
 
yüzde 50’ ninde onayını almanız gerek. Oy verenler arasında vicdanı sızlayanların olduğunu 
 
da biliyoruz... Ama ne yapsın garibanlar, elleri mahkûm bir kere; ah bu yoksulluğun gözü kör 
 
olsun!
 
Önce millete yapılan tüm harcamaları gerekçeleri ile birlikte açıklayarak bu milletle 
 
helalleşmeniz gerekiyor. “Yok, biz hesabı Allah’a veririz” derseniz, bilin ki Ermenek 
 
şehidinin babasının ayağındaki o yırtık ayakkabıların bile hesabını veremezsiniz. On bir 
 
liralık lastik ayakkabı hediye etmekle, hesap vermekten kurtulacağınızı zannediyorsanız çok 
 
yanılırsınız!
 
Bir ülkenin şerefi, iktidarlarının sürdürdüğü lüks yaşam ile ölçülmez. Dağa taşa dikilen 
 
gökdelenler de şerefi temsil etmezler. Sütunlar üzerinde yükselen İrem Şehri’nin nasıl yerle 
 
bir edildiğini de düşünmek gerekir.
 
Bir ülkenin şerefi, halkının zenginliği, iktidarlarının fakirliği ile ölçülür. Zira böyle bir tablo 
 
sergileyen ülke tam bağımsız, bilimde, ilimde çağı yakalamış, adil bir hukuk düzeni sağlamış, 
 
sosyal devletini inşa etmiş, halkı refah içinde yaşayan bir ülkedir ve Saygın’dır!
 
Gerisi lâf-ü güzaftır.
 
Tülay Hergünlü
 
İstanbul, 20.11.2014


2046 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kadınlar günü, kadın hakları filan… - 16/03/2022
Kadın… Nedir kadın?
Haçlı Batı’nın ikiyüzlü siyaseti - 05/03/2022
Tarih boyunca Türk ve Müslümanlara yapılan katliamlara dünya her zaman seyirci kalmıştır.
Boğazlardaki Atatürk kilidi; Montrö Antlaşması - 28/02/2022
Atatürk’ün hemen ardından gelen iktidarlar, onun güvenli dış politika kurallarını sürdüremedi.
İyi polis, kötü polis - 13/02/2022
Hani dizi ya da filmlerde izleriz ya; polisler bir suçluyu sorgu odasına alırlar. İki polis içeriye girer.
“Yapacak bir şey yok!” - 09/02/2022
Günlerdir haber kanallarında vatandaşa elektrik ve doğalgaz faturalarının yüksekliği konusunda ne düşündükleri soruluyor.
Fatma Girik - 29/01/2022
Türk Sineması, tüm emekçileriyle birlikte kendine özgü sıcaklığı ve samimiyeti olan oyuncularıyla var olmuştur.
Ay çekirdeği - 26/01/2022
Kuruyemiş dükkânında bir diyalog:
Önce can, sonra canan - 21/01/2022
Geçtiğimiz günlerde telefonuma bir mesaj düştü.
Kayıt dışı çalışma hayatı - 17/01/2022
2022 yılında uygulanacak olan net asgari ücret 4.253,40 TL. olarak belirlendi.
 Devamı