OSMANCIK GÜNDEM
İnteraktif Haber Gazetesi

Duyurular
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.486832.6170
Euro34.601234.7398
Hava Durumu
Takvim
Saat
Tülay HERGÜNLÜ
PRİZMA
Bölünmez, bağımsız, hür ve çağdaş bir Türkiye
23/04/2015
28 Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan Veliaht Prensi, Saraybosna’da bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülür. 
 
28 Temmuz 1914- Prensin öldürülmesi, Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasına bahane olur. 
 
3 Kasım 1914- İngiliz ve Fransız savaş gemileri Çanakkale Tabyalarını topa tutar. 
 
5 Kasım 1914- İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti'ne savaş ilan eder. 
 
Bu gelişmelerin zorunlu sonucunda Osmanlı İmparatorluğu, Almanya ve Avusturya- 
 
Macaristan yanında savaşa girer. Bunun üzerine İngiltere Savaş Bakanı Lord Kitchener şöyle 
 
bir açıklama yapar:
 
“Türkiye’yi yok edinceye kadar savaşacağız!”
 
Kitchener’ın bu cümlesi, prensin öldürülmesinin bir bahane olduğunu, savaşın geri planındaki 
 
asıl amacın Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamak, topraklarının, yer altı ve yerüstü 
 
zenginliklerinin üzerine oturmak olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Zira Türkiye’ye hâkim 
 
olan bir emperyalist ülke, Ortadoğu ve Balkanlar’ı; Boğazlar vasıtasıyla da Kafkaslar ve tüm 
 
Asya’yı kontrol altına alabilecektir.
 
İşte büyük plan buydu!
 
Zavallı Anadolu, dört yıl boyunca beş cepheye kan ve can pompalamak suretiyle bu planın 
 
hayata geçmesini engelledi. 
 
Büyük oyunu bozacak ilk adım, 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak 
 
basmasıyla atıldı.  
 
Samsun’dan sonra Türk’ün makûs talihine “Dur!” diyecek hayatî kararlar, ardı ardına 
 
alınmaya başlandı:
 
-Amasya Genelgesi (21-22 Haziran 1919) 
 
Ulusal egemenliğe dayanan, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan ilk 
 
kuruluş belgesi yayınlandı.  Birinci madde ile tehlikenin boyutu gözler önüne serildi:
 
1.Madde: Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir.
 
-Erzurum Kongresi (23 Temmuz-7 Ağustos 1919) ile payitaht’a ve tüm dünyaya bir mesaj 
 
verildi: 
 
1. Madde: Vatan bir bütündür, parçalanamaz 
 
-Sivas Kongresi (4 Eylül 1919 - 11 Eylül 1919) ile de yine payitahta ve tüm dünyaya;
 
1.Madde: Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, ayrılamaz
 
Mesajı, bir kez daha ve kararlılıkla ilan edildi.
 
Ankara’nın ısrarı üzerine İstanbul hükûmeti, İngilizlerin izniyle, seçim yapılmasını kabul etti. 
 
12 Ocak 1920’de Osmanlı Meclisi, İstanbul’da toplandı. Esasları Erzurum ve Sivas 
 
Kongreleri ile Ankara’da oluşturulup belirlenmiş olan Millî Ant’ı (Misak-ı Milli’yi) kabul ve 
 
ilan etti. Millî Ant’ın özü yine aynıydı:
 
“Bölünmez, bağımsız, hür ve çağdaş bir Türkiye”
 
Bu karar işgalcileri rahatsız eder ve Ankara’ya gözdağı vermek üzere İstanbul’da yönetime 
 
resmen el koyarlar. Bazı milletvekillerini, askerleri ve yazarları tutuklar ve hepsini Malta’ya 
 
sürerler. Vahidettin’in yeniden iş başına getirdiği sadrazam Damat Ferit ise Kuva-yı 
 
Milliyecilere ve askerlere savaş açar. 
 
Milletvekilleri ve subaylar İstanbul’dan kaçarak Ankara’ya gelirler. 
 
23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılır. Mustafa Kemal Türkiye Büyük Millet 
 
Meclisi (TBMM) Başkanlığına seçilir.
 
TBMM, 20 Ocak 1921 tarihinde çıkarttığı ilk anayasanın birinci maddesinde, Cumhuriyet 
 
rejimi ile ilgili şu karara imza atılır:
 
1.Madde:“Egemenlik, kayıtsız ve şartsız milletindir”
 
*
 
Buraya kadar anlattıklarımızdan hareketle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelleri:
 
1.Vatanın bölünmez bütünlüğü 
 
2.Milletin egemenliği 
 
Esaslarına dayanır.
 
Bu esaslar hem o günlerin, “Türkiye’yi yok edinceye kadar savaşacağız!” diyenlerine, hem 
 
de, böl, parçala ve yönet zihniyetinin bugünkü iç ve dış temsilcilerine verilen tokat 
 
niteliğinde bir cevaptır.
 
Hiç kimse hayale kapılmasın!
 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, vatanı ve milleti ile bölünmez bir bütündür; Egemenlik ise 
 
kayıtsız şartsız milletindir.
 
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun!
 
Tülay Hergünlü
 
İstanbul, 22 Nisan 2015
 
Not: Yazı hazırlanırken, Turgut Özakman’ın, “Şu Çılgın Türkler” isimli eserinden 
 
yararlanılmıştır.


1207 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Kadınlar günü, kadın hakları filan… - 16/03/2022
Kadın… Nedir kadın?
Haçlı Batı’nın ikiyüzlü siyaseti - 05/03/2022
Tarih boyunca Türk ve Müslümanlara yapılan katliamlara dünya her zaman seyirci kalmıştır.
Boğazlardaki Atatürk kilidi; Montrö Antlaşması - 28/02/2022
Atatürk’ün hemen ardından gelen iktidarlar, onun güvenli dış politika kurallarını sürdüremedi.
İyi polis, kötü polis - 13/02/2022
Hani dizi ya da filmlerde izleriz ya; polisler bir suçluyu sorgu odasına alırlar. İki polis içeriye girer.
“Yapacak bir şey yok!” - 09/02/2022
Günlerdir haber kanallarında vatandaşa elektrik ve doğalgaz faturalarının yüksekliği konusunda ne düşündükleri soruluyor.
Fatma Girik - 29/01/2022
Türk Sineması, tüm emekçileriyle birlikte kendine özgü sıcaklığı ve samimiyeti olan oyuncularıyla var olmuştur.
Ay çekirdeği - 26/01/2022
Kuruyemiş dükkânında bir diyalog:
Önce can, sonra canan - 21/01/2022
Geçtiğimiz günlerde telefonuma bir mesaj düştü.
Kayıt dışı çalışma hayatı - 17/01/2022
2022 yılında uygulanacak olan net asgari ücret 4.253,40 TL. olarak belirlendi.
 Devamı