OSMANCIK GÜNDEM
İnteraktif Haber Gazetesi

Duyurular
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.432432.5624
Euro34.631634.7704
Hava Durumu
Takvim
Saat
Mahir ODABAŞI
SİVİL SAVUNMA
KARGI KOYUNKIRAN KÖYÜ ANILARI-2
12/03/2013
Efendim çocukluk döneminden itibaren tedbirli olmaya daha doğru alternatif planlar yapmaya dikkat ederim. Tabiri caizse biraz ya olursa ağır basar. İşte bu bağlamda 28 yıl öncesinin şartlarında, köyde elektrik, telefon ve ulaşım imkânı olmadığından köye gitmeden 2-3 ay önce giderken bir şeyler unutmayım diye oturdum ince ince düşünüp götürmem gereken malzemelerin listesini çıkardım. Göreve başlayıp köye giderken şehirden hiçbir ihtiyacımı unutmadım. Böyle olunca köyde vatandaştan şu ihtiyacım var, şehirden gelirken unutmuşum dememe gerek kalmadı. Birçok arkadaş liste yapmadan eşyasını getirdiği için, bazen ya tıraş bıçağını ya da iğne ipliğini unutunca, vatandaştan talep etmek durumunda kalıyor. Halen aynı alışkanlığımı devam ettirmeye çalışırım. Şuradan Ankara’ya gidecek olsam üç gün önceden biletimi alırım veya ayırtırım. Hiçbir şey olmazsa istediğim koltukta yolculuk yapmama vesile olur.         Eşyamı taşımak; eşya dediğimizde bekâr bir vatandaş için bir somya, bir soba, bir iki tava tencereden oluşan malzemeyi götürmek için, Osmancıktan bir pikap tuttum.         Rahmetli babacığım hasta yatakta yatıyordu. Ben babacığımın rutin hasta olduğunu düşünüyor zamanla sağlığına kavuşacağını bekliyordum. Babamın çaresi olmayan hastalığa yakalandığını ve sayılı günlerinin kaldığını kimse söylememişti. Belki de söylenseydi benim için görev yerine gitmek daha zor olacaktı. Bizde memurda olsak netice de 19 yaşlarında hayat tecrübesi olmayan tabiri caizse okumuş cahillerdendik. Bir ilkbahar günü rahmetli babacığımla vedalaşarak köyün yolunu tuttum. İçimde hem sevinç hem de üzüntü var. Gözyaşlarım dışa akmaz içime akar. Köye ulaşıp tahsis edilmiş lojmana yerleşip, kendi başıma kalınca bu gözyaşları türkülerle, şiirlerle akmaya devam edecekti. Lojmanın ahşap, köy meydanında ve komşu evlerinde çok yakın olması nedeniyle ev de yüksek sesle konuşmanın bile çok rahatça çevreden duyulabileceğini hiç düşünmemiştim. Hem şehirden mahrumiyet bir köye gitmenin hem de babacığımı hasta yatağında bırakmanın hüznüyle tabiri caizse bağıra bağıra efkârlı türküler söylüyordum. Söylediğim türkülere kendim ağlıyordum. Komşu teyzelerde oturup beni dinlerler ve bu çocuğun bir derdi var deyip ağlarlarmış. (Hakkın rahmetine kavuşan teyzelerime Allahtan rahmet, hayatta olanlara sağlık sıhhat  diliyor ellerinden öpüyorum.) Sesimin dışarıya gittiğini aylar sonra anneciğimi yanıma götürdüğümde ona anlatılınca öğrendim. Ondan sonra dikkat etmeye çalıştım.        

YOL LEVHASI EKSİKLİĞİ:

İlçe de köye nasıl gidebileceğimizi soruyoruz. Belki 15-20 köy bulunduğundan uzunca bir yol tarifi alıyoruz. Tut aklında tutabilirsen. İlçeden Kargı yaylasına doğru tırmanıyoruz. Oraya kadar güzel ama yaylayı geçince yollar çatallaşıyor. Sağa mı dönün demişti, sola mı? Artık düşün dur. Veya biraz devam et burası olmaz yol çok kötü deyip geri dön. Bu durumda köy yollarına tanıtıcı isim levhası koymayanlara o kadar kızmıştım ki anlatamam. Çünkü dağın başı soracak kimseyi bulamıyorsunuz, birde grup köyleri yollar sağa gidiyor sola gidiyor…          ON EKMEK: İlçeden giderken on tane ekmek aldım ama bir hafta içinde bitti. Cahillik var kimseden isteyemiyorum. Evlere yemeğe davet edilince utanıyorum gidemiyorum. Bir gün teyzenin birisi Allah razı olsun, birkaç tane çörek yapmış getirmiş ama teşbihte hata olmasın tuz avusu. Bir de kara değirmen unu olduğu için içinden taş çıkabiliyor. Mecburen az az yemeye çalıştım.          YARIM DOMATES: Köye tayin olalı 2-3 ay geçmişti. O zamanlar ulaşım çok zor olduğu için, sadece muhtar ayda bir kere ilçeye giderdi. Onun dışında giden olmazdı. Bende İlçeye geldim ve geri dönüşümde anneciğimi götürecektim. İlçeden alış veriş yaptım ve ramazana bir hafta kalması nedeniyle, kilosu 300 TL’den 7 kg domates aldım. Köye gelince hesapladım bu domatesin 40 gün yetmesi lazımdı. Bunun için anneme dedim. Anne: İftarlık olarak her akşam yarım domatesten fazla kullanmayacağız. Yoksa erkenden biter. Ramazanda domates yiyemeyiz. 40 gün sonra ilçeye geldiğimde domatesin kilosu 30 TL’ye düşmüştü ama biz 300 TL’lik domates tüketmiştik…         *         ‘’Dün sıkıntı çekmeyen nesil, bugünün kadri kıymetini tam idrak edemez. Her şey var, bir şey yok. Stresteyim dostum streste türküsünü söyler…’’         *Köyün adı Koyukıran, Kargı kazasıKızılırmak sabaha kadar sazaktıEvde ekmek bitti, karnım acıktı,Utandım kimseden isteyemedim,Üç öğün, makarnaya talim eyledim

         


3032 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

OSMANCIK KAYMAKAMI AYHAN AKPAY - 13/01/2024
Bazı insanlar vardır, bir merhaba dediğinizde, bir selam verdiğinizde tabiri halkla kanınız kaynar.
BAYRAMDA EVLATLA HASBİHAL - 23/04/2023
Evlat!
19 PLAKAYA 19 TAVSİYE-7 - 14/04/2023
Yangın söndürme cihazı:
19 PLAKAYA 19 TAVSİYE-3 - 11/04/2023
Aracınıza benzin, gaz alırken kontağı kapatınız.
19 PLAKAYA 19 TAVSİYE-2 - 07/04/2023
İnsanlara karşı daima saygılı olunuz.
MAHİRANE SÖYLEMLER - 06/04/2023
Evlat!
DEPREM OLURKEN UYUMAYA DEVAM EDEBİLMEK İÇİN - 06/04/2023
Yıllar önce bir çiftçi, fırtınası bol olan bir tepede bir çiftlik satın almıştı.
NEME LAZIM MI? - 30/03/2023
Efendim bir rivayettir ki, Kanuni Sultan Süleyman ülkenin durumunun çok iyi olduğu, hazinenin altınla dolu olduğu, insanların refah ve mutluluk içinde yaşadığı bir zamanda, bilgisine itibar ettiği, değer verdiği, tavsiyelerine uyduğu bir zata uzun bi
EMEKLİ OLMAK ZORMUDUR? - 27/03/2023
Emekli: Eski çalıştıklarına mukabil, çalışmadan ücret alma hakkına sahip olan kişilere verilen isimdir.
 Devamı