OSMANCIK GÜNDEM
İnteraktif Haber Gazetesi

Duyurular
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451532.5815
Euro34.684134.8231
Hava Durumu
Takvim
Saat
Nihat KARALAR
KOMŞUDA PİŞER BİZE DE DÜŞER Mİ!
04/02/2015
Yunanistan Radikal Sol Koalisyonu’nun (SYRIZA) seçim zaferi, başta Avrupa olmak üzere tüm dünya solunda yeni bir umut ve yeni bir heyecan yarattı.
 
Komşudaki SOL’un seçim zaferi, bizim solcuları da hayli umutlandırdı..
 
Ve Haziran Seçimlerine giderken gelen sevindirici haber daha da heyecanlandırdı.
 
Umuyoruz ki; bu umut ve heyecan bizim soldaki partilerin üzerindeki ‘ölü toprağını’ silkinip 
 
atmalarına da vesile olur..
 
Bildiğiniz gibi; Yunanistan’da hafta sonu yapılan genel seçimleri AB ve IMF’nin kemer sıkma 
 
politikalarına meydan okuyan Tsipras'ın liderliğindeki Radikal Sol Koalisyonu (SYRIZA) kazandı.
 
SYRIZA’nın zaferi Türkiye ve Avrupa’daki sola da büyük bir umut verdi, heyecan yarattı.
 
Yunan solu zoru başardı, bakalım Türk Solu da aynı heyecanı yaratacak umut verici bir çıkış 
 
yapabilecek mi?
 
Komşuda pişer, bize de düşer mi? Daha doğrusu, sıra Türkiye Sol’una ne zaman gelir?
 
***
 
SYRIZA’nın zaferi Türk Solu’nda yeniden toparlanma, bir araya gelme; 13 yıldır süregelen ve hızla 
 
giderek ‘Tek Adam’ yönetimine doğru gidişata son verme başarısını yaratabilecek mi?
 
Aslında bu ve buna benzer birçok soru acilen yanıt bekliyor.
 
***
 
Komşudaki zaferin dünya kamuoyunda nasıl yankı yaptığına da kısaca bir göz atalım:
 
‘Yapılan erken genel seçimlerde Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) büyük zafer kazandı. 6 yıldır 
 
ekonomik krizle boğuşan ve kemer sıkma politikaları nedeniyle işsizliğin, yoksulluğun arttığı 
 
Yunanistan’da halk,  Avrupa Birliği’nin(AB) kemer sıkma politikalarını karşısına alan SYRIZA’yı 
 
meclisin en büyük partisi yaptı. 
 
Seçimlerde 149 milletvekili çıkaran ve tek başına hükümet kurabilme fırsatını iki sandalyeyle kaçıran 
 
SYRIZA, sağcı Bağımsız Yunanlar (ANEL) partisi ile koalisyon hükümeti kurmak için anlaştı. 
 
Öte yandan seçimlerde, büyük başarı gösteren SYRIZA, merkez sağdaki Yeni Demokrasi (ND) ve 
 
sosyal-demokrat PASOK hükümetlerinin 41 yıllık hâkimiyetini sona erdirdi. 
 
Dünyanın en çok yaşlı insanının yaşadığı kıtası olma özelliğini taşıyan Avrupa’da SYRIZA’nın 
 
seçim zaferi solda heyecan yaratırken, AB liderleri ve finans kurumları ise kaygılanmaya 
 
başladı.
 
***
 
KORKU SON BULDU VE UMUT BAŞLADI.. 
 
Yunanistan’da SYRIZA’nın yüksek bir oy oranıyla aldığı seçim zaferi Avrupa’da da büyük yankı 
 
uyandırdı.
 
Başta önümüzdeki aylarda sandığa gitmeye hazırlanan ve anketleri önde götüren İspanyol Podemos 
 
hareketi olmak üzere Avrupa'daki sol partiler, Yunanistan'dan esen SYRIZA rüzgârını arkalarına alma 
 
temennisinde bulunurken, Yunanistan’daki kemer sıkma politikasını destekleyen Avrupalı liderler ve 
 
bürokratlar ise temkinli açıklamalar yaparak, kurulacak yeni hükümeti uyardı. 
 
***
 
SON SÖZ: 
 
Yunan Solu, başarabildiyse, köklü bir geçmişi olan Türk Solu da pekala başarabilir. 
 
Yeter ki, o umudu ve heyecanı asla yitirmesin.!
 
Ve önümüzdeki Haziran Seçimlerinin, bu umut ve heyecanın yaratılması için önemli bir fırsat olarak 
 
olduğuna dikkat çekiyor:
 
 Ve ‘Haydi, Türk Solu, SEN DE KOMŞU GİBİ BİR TARİH YAZ’ diyoruz..
 
Şunun şurasında ne kaldı, Haziran Seçimlerine.!
 
Bakalım, tarih yazıp yazamayacaklarını hep birlikte göreceğiz!
 
***
 
BİR ANEKDOT:‘DANTE GİBİ ORTASINDAYIZ YOLUN...’ 
 
Derken, 50’lere Merhaba diyebilmek..
 
Şiirleriyle Türk Edebiyatı’nda önemli bir yeri ve ağırlığı olan Ozan Cahit Sıtkı Tarancı’nın ‘35 Yaş 
 
Şiiri’ni sanırım bilmeyen yoktur.
 
‘Yaş 35 ..yolun yarısı eder,
 
Dante gibi ortasındayız yolun.’ diye başlayıp giden şiirini...
 
Ve yeni bir yılla yani 2015’in Ocak ayının yirmi beşiyle birlikte biz de Ozan’ın o ünlü şiirinde 
 
belirttiği gibi, yolun yarısı olan 35 sınırını hayli geçmiş olduk.! 
 
50’li yaşlara merhaba demek, insana ayrı bir heyecan veriyor.
 
Hele de 50’li yaşlara merhaba dediğim gün; komşudan gelen seçim zaferiyle, geleceğe yönelik 
 
umutları yeniden depreştirdiğini söyleyebilirim.
 
İnsanları yaşama bağlayan gizemli sözcük, ‘umut’ bazen, yerini karamsarlığa da bıraksa, insanın tavrı, 
 
her şeye rağmen yaşamdan yana olmuş ve onu anlamlı kılabilmek için uğraş vermiş ve vermeye de 
 
devam ediyor.
 
***
 
Ve insanlar, doğumla açılan parantezin içini yaşamla doldurma uğraşı içersindedirler. 
 
Ve 21. yaşıma geldiğimde biraz da ‘kaderin cilvesi’ diye adlandırdığım bir ortamda gazeteciliğe 
 
başladım ve hasbelkader -zorunlu ara vermelerim dâhil- 50 yıllık yaşamımın yüzde 60’a yaklaşan bir 
 
zaman dilimini kapsayan bir süredir sürdürmeye çalışıyorum.
 
***
 
Neyse yazımızı, 50’li yaşlara adım attığım(ız) şu günlerde; başta dünyanın, özelde ülkemiz ve 
 
kentimiz Çorum’un birçok beklentisi olduğunu bir kez daha not düşerken,  ‘Her şeyden önce 
 
insanlık, başta huzur, güven ve insanca bir yaşam istiyor’ diye noktalıyoruz..
 
***
 
NOT: 50 yaşına merhaba dediğim 25 Ocak Pazar günü, gerek SMS, gerekse sosyal medya aracılığıyla 
 
doğum günümü kutlayan tüm dostlara teşekkür ediyor, yürek dolusu sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 
 
(N.K)
 
***
 
GÜNÜN FIKRASI: 
 
EEEE.. DAĞITIN O ZAMAN!
 
 YIL 2050. AB Komisyonu Başkanı odasında otururken, yardımcısı içeriye heyecanla girer:
 
- Efendim, Türkiye tüm isteklerimizi yerine getirdi. Onları AB’ye alacak mıyız?
 
AB Başkanı:
 
- Yok canım, henüz olmaz. Git, duyur, tüm Türkiye İngilizce konuşacak, Türkçe’yi yasaklıyorum.
 
-Efendim onu 5 yıl önce yaptılar, hatırlamıyor musunuz?
 
- O zaman söyle Kıbrıs’ı versinler
 
- Efendim onu da 40 yıl önce verdiler zaten.
 
- O zaman söyle Güneydoğu’ya özerklik versinler.
 
- Aman efendim, Türkiye’de Güneydoğu’mu kaldı, 2020 de bağımsız devlet oldu ya orası zaten.
 
- O zaman söyle (sözde) Ermeni soykırımını tanısınlar.
 
- Efendim, sadece Ermeni değil, Pontus, Yunan, Bulgar, Rus, Ukrayna, Moldova soykırımını bile 
 
tanıdılar, hatta Çanakkale savaşından dolayı İngiliz, Avustralya, Yeni Zelanda soykırımını bile 
 
tanıdılar ya, nasıl unuttunuz?
 
- Hımmm o zaman söyle, kokoreç yasaklansın.
 
- Aman efendim, onu yemeyi 2008’de bıraktılar.
 
- İsa aşkına, ya ne bileyim? Kınayı yasaklayın, yakamasınlar.
 
- ooooooo beyefendi, onu da çoktan bıraktılar.
 
AB Başkanı düşünüp taşınır ve :
 
- EEEE DAĞITIN, O ZAMAN AVRUPA BİRLİĞİNİ.!


1436 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

VE ‘KARA PROPAGANDA’ FİLMİ YENİDEN VİZYONA MI GİRİYOR? - 15/05/2015
‘Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu Birinciliği beyaza verdiler’
VE DANANIN KUYRUĞUNUN KOPMASINA 41 GÜN KALDI! - 28/04/2015
GÜNÜN SÖZÜ: KULAKLARA KÜPE!
SARI ÖKÜZ’Ü VERMEK YA DA VERMEMEK! - 21/04/2015
7 Haziran Genel Seçimleri için geri sayım başladı.
NE O.. AT İZİ, İT İZİNE Mİ KARIŞIYOR? - 05/04/2015
Türkiye hala, geçen hafta başında meydana gelen iki olayın şokunu atlatmış değil.
TÜNELİN ÇIKIŞINDAKİ IŞIĞI GÖREBİLMEK! - 01/03/2015
ZAMAN su gibi geçip gidiyor..
‘İDAM CEZASI’ VE YANGINA KÖRÜKLE GİTMEK! - 19/02/2015
Mersin’de 20 yaşındaki Özgecan Aslan’ın vahşi cinayete kurban gitmesi, hepimizi derinden yaraladı.
HER YENİ YIL BERABERİNDE YENİ UMUTLAR GETİRİR (Mİ)? - 30/12/2014
HANİ ESKİ YILI UĞURLARKEN, yenisine dair beklentileri yazmak adettendir ya, biz de öyle yapmaya çalışacağız.
BİZDEN DUYMUŞ OLMAYIN.. 2015 YILI ÇOK ZOR GEÇECEKMİŞ! - 22/12/2014
Genellikle yeni yıla girerken, içimiz yepyeni bir umutla dolar ve geleceğe yönelik çok güzel düşler kurmaya çalışırız.
DODURGA İLÇESİ’NDE NELER OLUYOR? - 02/12/2014
MADEN OCAKLARI ve bu ocaklarda meydana gelen kazalar; bu ülkenin kanayan yaralarından birisidir.
 Devamı