OSMANCIK GÜNDEM
İnteraktif Haber Gazetesi

Duyurular
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Hava Durumu
Takvim
Saat

Atatürk Anadolu Lisesi 9.sınıfdan 400 öğrenciye Deprem ve Cep Telefonu konulu konferans verildi.

OKULLARDA SİVİL SAVUNMA EĞİTİMİN KENARI DEĞİL, TEMELİDİR

Öğrencilerin rahat ortamda eğitim görebilmesi için öncelikle sivil savunma açısından kendilerini güvende hissetmeli lazımdır. Ders görürken florsan düşüp patlarsa gözüme zarar verir mi, yangın çıkarsa dolaplardaki hortum ve YSC yangını en kısa sürede söndürebilir mi? Orta çaplı depremde bile acaba okulumdaki sabitlenmemiş eşyalar üzerimize düşebilir mi? Deprem akabinde merdivenler ne kadar tahliyeye imkan sağlar… Veya alternatif çıkış kapısı var mı? Veya pansiyonda kalıyorsa kendini olası afetlere karşı ne kadar rahat hisseder?

Bu soruların cevabı olumlu ise eğitime daha kolay adepte olabilir. Yoksa siz fen, matematik, sosyal vb. dersleri öğretirsiniz ancak olası depremler sonrası enkaz altında ne yapacağını öğretmezseniz sizin öğrettiğiniz bilgiler sadece yazılıda işe yarar. Enkaz altında göz göre göre hayatını kaybedebilir. Ben meseleye bu açıdan bakıyorum. Bunun mücadelesini kendi çapımda vermeye çalışıyorum. Onun için sivil savunma tedbirleri sadece uzmanın, itfaiyecinin görevi değil, uyarıyı aldıktan sonra hizmetlisinden en üst kademedeki yöneticiye kadar herkesin görevidir. Çünkü afetler ayrım yapmaz….

Atatürk Anadolu Lisesi 9.sınıfdan 400 öğrenciye DEPREM ve CEP TELEFONU konulu konferans verildi. Konferansa okul müdürü Hasan Hüseyin Ustaoğlu ve müdür başyardımcısı Ahmet Doğan ve ilgili öğretmenler katıldı. Konferans sonunda okul müdürü sivil savunma uzmanı mahir odabaşıya teşekkür ettti.

*DEPREMLERDE, CEP TELEFONU HAYAT KURTARABİLİR !

Teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerliyor. Bizde ister istemez bunun içerisinde yer alıyoruz. Özellikle cep telefonları Reklamlarında etkisiyle küçük büyük herkeste mevcut. Zararlarını bir kenara bırakırsak, doğal afetlerde, depremlerde her ne kadar hatlar kilitlense de, açık olduğu zamanlarda acil iletişim açısından çok faydalıdır. Bu görüşümü destekleyici olması açısından, aşağıda birkaç tane yaşanmış örnek sunmak istiyorum.

Gölcük Merkez Camii İmamı- Hatibi Hüsnü Akbaş Hoca, depremi cep telefonu ile öğrenmiş ve kurtarmaları için yine bu telefonla İstanbul’daki oğluna haber göndermiş. İlk anda müthiş bir gürültüyle uyanmış Hüsnü Hoca. Deprem bir ara hafif duraksamış, peşinden şiddetlenmiş. ’’ O anda ‘’ Herhalde Kıyamet kopuyor’’ diye düşündüm. İçime gelen buydu. ’Kıyamet kopuyor, deprem değil bu’ dedim. Diyor ve anlatıyor: ‘’Sonra yıkılmışım. Boşluktaydım, kalkayım dedim, fakat ayağım kırılmış, üzerimde ağırlıklar var kalkamadım. En üst katta olduğum için acaba bir helikopter mi düştü diye düşündüm. Çamaşır makinesinin çamaşırları çevirmesi gibi evin çevrildiğini, sarsıldığını duydum. Bu deprem değil, ‘Kıyamet kopuyor herhalde ‘ dedim.O gürültüyle beraber yıkıldık. Tabii ev de yıkıldı.’’

Hüsnü Hoca her gece yatarken sabah uyandırması için cep telefonunun alarmını kurup yatağının başucundaki komedine koyup uyurmuş. Depremde uyandığında komedindeki cep telefonunu görmüş, emniyet amirini aramış ve deprem olduğunu öğrenmiş. Sonra İstanbul’daki oğlunu arayıp depremde mahsur kaldıklarını, kurtarmak için gelmelerini istemiş. Birkaç dakika sonrada telefonlar kesilmiş. Ancak 9 saat sonra gelen oğlu ve yakınlarıyla enkaz altından çıkarılabilmiş…

‘’Kızım ilk anda çıkmış. Yıkılır yıkılmaz düşmüş yere ondan bir ses alamadık biz. Hanımla konuşuyor, birbirimize moral vermeye çalışıyor, ama birbirimizi göremiyorduk. Hanım nefes almakta zorlanıyordu. Büyükçe bir enkaz düşmüş üzerine. Ben rahattım, sadece ayaklarım kırılmıştı yerim genişti.Beklerken sesimizi duymuşlar. Duvarı açtılar çıktık biz. Dışarı çıkardılar. Amcamın oğlu babamı kaybettiğimizi söyledi.Kardeşlerim, yeğenlerim hepsi orada vefat etmişler.’’

***34 yaşındaki eczacı Ahmet Bülte ile hemşire eşi Sema Bülte Gölcük’ün Tepe Mahallesinde yıkılan 7 katlı binanın enkazı altında tam 85 saat kaldıktan donra kurtarılıyorlar. Ahmet Bülte bir arkadaşının cep telefonuna, ‘’ Ben Ahmet!’’ diye not bırakıyor, cep telefonunun şarjı bittiği için ancak ertesi gün bakabilen arkadaşı ertesi gün süratle enkazın bulunduğu yere koşuyor. Daha önceden canlı yok diye enkazı terk eden kurtarıcı ekiplerini getirerek arkadaşlarını çıkarmayı başarıyor.

*

1988’de İstanbul Üniversitesi Jeoloji bölümünde deprem bilim okuyup mezun olan İlknur kepenek 17 Ağustos’ta Gölcük’te Değirmendere’deki evinde tek başına depreme yakalanmış. 4 gün sonra arkadaşı Canan’a cep telefonu ile bir mesaj iletiyor. ’’Yaşıyorum.’’ Güç bilekte değil, yürektedir hesabı, aradan onca zaman geçtiği halde ümidini yetirmemiş, direnmiş.

*

96 saat sonra İzmit’te kurtarılan 16 yaşındaki Turizm Meslek Yüksek Okulu öğrencisi Ahmet Gürhan enkaz altındayken cep telefonu ile rasgele birini çaldırmış, alay ettiğini sanan kişi telefona cevap vermemiş. İkinci çevirdiği numara ise tarife göre evin bulunduğu yere gitmiş ve yakınlarına durumu haber vermiş, enkaza gelen Alman Kurtarma Ekipleri canlı bulunmadığını söylemişler. Ahmet bu defa Astsubay ağabeyi Umut Gürhan’a cep telefonu ile ulaşmayı başarmış:

‘’ Seni nihayet düşürebildim. Bataryam bitmek üzere, ben yaşıyorum. Bu son mesajım olacak.’’ diye mesaj göndermiş. Yeniden araştırmaya başlayan ekipler nihayet 96 saat sonra Ahmet’e ulaşıp, enkaz altından çıkarmışlar.

Özetin özeti: Malumun kötüsü olmaz. Engeller takılmak için değil, aşılmak içindir. Sorun varsa çözümde vardır hesabı bu noktada hem kendimiz hem de çocuklarımız bilgi sahibi olmalıdır. Gece yatarken yatak odasında bulundurulan cep telefonları her ne kadar sağlık açısından olumsuz etki yapsa da, olası depremlerde acil yardım talebi için en az bir tane ulaşacağımız yerde bulundurulması iyi olur. Tabii daima şarjlı ve hatlı değilse kontör bulunması şartıyla. Ayrıca, hatların kesilmesine karşı vakit geçirmeden aramaya çalışmalıyız. Karşı tarafa ulaştığımızda en kısa şekilde yerimizi ve kendimizi anlatmalıyız. Şöyle ki, evin mutfak bölümüne düştüm, gaz sızıntısı var gibi. Unutmayınız, insanları bilgili kılan diplomaları değil, ihtiyaç halinde doğru uygulayabildikleridir.







 

 

 



6949 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın